Ne çok yenilmişiz dökülen bizler mi? yoksa giden ?mi.
Uykumu bölen yağmur başlamıştı ve sessiz sedasız döküyordu içini başı boş sokaklara.
Gizleyemiyordu şaşkınlığını karanlık!
Ne şımartan yıldızlar
Nede ay duruyordu gökyüzünde.
Vuracaktı damlalar kendini camlara..
Ve; dokundukça hislerim, kanayacak düşlerim.
Örtü verin gözlerimi hazan...!!
Sonbahar düşecekti..
Ömür ne gidenden kar,
Nede kalandan zaman kazanacaktı.
Elde kalan hep birileri var olacaktı..!
Düşünüyorum?
Islanmış caddeleri,
Ve,bir kedi kadar sığınmak istiyorum.
Annemin uzaklığına bakınıyorum..
Babam çağırıyor duyuyorum.
Büyüdüğümü görüyorum umursamazlığım da.
Elimden tutmuyor ki,düğmelerini ilikledim ruhumun üşümüyor.
Merak etme gençliğimi.
Uykumu kaçıran ellerimin arsızlığı duvar karalamak yerine.
Her renkten çiziyor.Hayat dediğin,ta kendisini!!!
Yağmur,milyonlarca dökülüyor.
Sonsuz bereketini yüreğime vurdukça kaleme mühürlüyor.
Gözlerim çalıyor maziyi,
Anılar siliyor paslanmış ayaklarımı,
Vurma yoluma pranga..
Sadece hal hatır.
Sual et zamanı acı da olsa,
Buyur et hoş bırak.
An dediğimiz o ilk bakışları....!!
Yağmur tanelerine sığınmış anı-ları...
SANİYE GÜNAL
(
Yağmur Tanelerine Sığınmış An/ I başlıklı yazı
Saniye tarafından
18.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.