Ruhsuz...
Konuşmuyorsan gerçekleri, dinlemiyorsan anlatılan hakikatleri, dillendiremiyorsan bile bile, sinikliğinden, menfaat hesapları yüzünden, olaylara bakıyorsan yüzeysel ve yüzünden; sen ruhsuzsun demektir.
İlini unutuyorsan, dilini kurutuyorsan, daima somurtuyorsan, iyiye çatıyor, kötüyü tutuyorsan; sözlerinin üstüne yatıyorsan; senin ruhun yok demektir.
Sabrı kendine yük görüyorsan, yalanı, yanlışı koruyor, bürüyorsan, koşar adımlarla batıla, bataklığa yürüyorsan; sen ruhsuz bir kişisin demektir.
Doğruları bilmiyor, hakikati tanımıyor, mazluma diş biliyorsan, beddualar alıyor, hayır işte en sonda kalıyorsan, harama gözü yumuk dalıyorsan; sen ruhunu harcadın demektir.
Ruhsuz olmak; belirsizlikler içerisinde eriyip yok olmaktır.
Ruhsuz olmak; toza, dumana karışıp bedenen ve fikren buharlaşmaktır.
Ruhsuz olmak; iradesini teslim eylemektir hasede, hırsa…
Ruhsuz olmak; varlığı ile yokluğu arasındaki farkın iyice fulü hâle gelmesidir.
Ruhsuz olmak; sonu uçurum olan yanlışlıklara yapışıp, sonunda apışıp kalmaktır.
Ruhsuz olanlara acımak mı lazım, kızmak mı?
Ruhsuz olanlara, yardımcı olmak mı lazım, yanlarından son hızla uzaklaşmak mı?
Ruhunu eritmiş, tüketmiş, bitirmiş, insanları ruhsuzluğu ile bezdirmiş, üzmüş kişilere dua mı eylemek gerekir, beddua mı?
Ruhsuz olanları ruhsuzluğu ile baş başa mı bırakalım yoksa ruhlarını bulmaları için bir yol, yöntem mi öğretelim?
İnsan şaşırıyor doğrusu…
Ruhsuz olmak ne kadar kötü değil mi dostlar!
Durdu ŞAHİN
(
Ruhsuz... başlıklı yazı
Durdu ŞAHİN tarafından
22.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.