Bir yağmur bir ben
Bir de karşı kaldırımdaki köpek yavrusu…
O kitapçı dükkanın tentesine sığınmış,
Biz birbirinize…
Kimse aldırmıyordu yokluk izlerimize
İstanbul da aldırmıyordu bize
Belki biz bile kendimize…

Kimsesiz durakların
Gitmek ve gelmek arasındaki
Mateminde kararsız,
Ne yolcu ne hancı kimliklerimizde tutarsız
Hareketlenen şehrin,
Tam da orta yerinde mahşer günüydü an…
Cehennemi alevlerden ibaret bilen
Öğretiyi çürütmek kolaylığında
Buz sancılarını sürüyorduk yüzümüze...

Yağmur ve ben,
El sallamanın en buruk halinde
Dudaklarımıza mühürlüyorduk
El ve veda sözcüklerini…
İstemesek de,
Ayrıldığımız sahnede biraz tozumuz kalmış
Kusura bakma,
Figüranlar da bu filmin bir parçası değil mi sevgili?

/Dokundukça soğuyan kalbimizde
Ölümsüz bildiğimiz sevdanın bile tutarsızdı elleri/

Direncini dört duvar arasında bırakmış pranga mahkumunun,
Güneşi soran gözlerinde saklı sırdır umut
Arayışı değil ışığını korumak ister gibi
Filizleri kurumuş toprağa karışıyor yağmur…
(Bana karışıyor)
Köksüz kalmış çınar ağacının son yeşilinin sarı tutulmasında
Yüzüme değen sıcaklık,
Avuntusuz kederime özgür bırakıyor irademi…

Su buluta bulut suya dönerken,
Düzenli seyrinde küskün yağmur gibi yüreğim
İntikamın çekici gülümsemesini inkar etmeden
Senden sonra susmayı tercih ettiği zamanların
Hıncını alır gibi haykırıyor gözlerime
Ağla diyor, ağla…
İki bulutun gürültülü çarpışmasına saklanıyor yağmur da
Biraz daha dökülse
Biraz daha kaybedecekmişim gibi kendimi, korkuyor sanki
Gürültüsünü saklıyor
İstanbul’u saklıyor sağanaklarının seyrinde
Beni saklıyor asıl senin gölgende…

/Kararsız kalmak ağrısını taşımaktan ziyade
Kolay olan seçimde bile suretsizdi sevdanın gözleri/

Yağmur ve ben,
İkimiz birlikte,
Tüm inatçı huzursuzluğumuza rağmen
Ağlıyoruz…
Yavaşça uzaklaşıyor karşı kaldırımdaki köpek yavrusu
O da bizi umursamıyor.
Oysa öyle çok sarmak istiyorum ki onu
Gidip yanına almak istesem kucağıma…
Yok, umursamıyor bakışlarımı
Yetişmek zorunda oldukları yere odaklanmış insanlar gibi
Sen de tam şimdi yedi on beş vapuruna koşuyorsun değil mi sevgili?

Bir yağmur bir ben,
Tüm imgelerden kurtulmak istercesine ağlıyoruz
Tüm gerçekleri unutmak istercesine karışıp gidiyor damlalarımız
Tüm acıyı silmek istercesine yıkıyoruz…
O caddeleri
Ben içimi
(Kirlettiğin yüreğimi temizlemek öyle kolay değil ki…)

Titrerken saçlarımda yağmur
Göremezdin sen,
İstanbul da göremezdi…

/Bir küçücük sözün hayalsi dokunuşunda
Kabus gibi derinden titretiyordu sevdanın sözleri…/

Sevmek bu kadar zor değilken
Mücadele etmeyi onursuzluk saymıştın ya sen,
Yaşamayı becerememiştin…
Bense gidiyorum demeden çekmiştim yüzüne perdeyi
Bu senaryoda benim repliklerim unutulmuş sevgili…

Bir yağmur bir ben
O doğduğu denizlere küskün
Ben sana…
Yağmur ve ben
Sarıldığımız yalnızlığın ötesinde
Üşüyorduk…

Bilmiyordun sen,
İstanbul da bilmiyordu…
Ağlıyorduk biz
Ruhumuzun esirliğine ağlıyorduk…

Ne yapsak olmuyor
Biz yine dönüyoruz sevgili
O bulutlara
Ben sana…

İçimi yıkadığım yağmurların bulutlarını da getiriyorum beraberimde
Sen varken hücrelerimde onlar hep dostum kalacak
Bir yağmur bir ben
Onun canı bulutlarda
Benim ki sende
Nasıl unuturum sevgili…

Duyulmamış bir adım
Duyumsanmış bir öykü müdür?

Benim öyküm sadece sende duyarlı
Beklemesen de,
Üşüdüğüm yüreğine geliyorum,
Ben sana geliyorum sevgili…


06 Temmuz 2009/İstanbul
( Yağmur Ve Sen/üşüyorsunuz Yüreğimde… başlıklı yazı asli-kaya tarafından 6.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu