Sen
Eylülde yitirdiğim sol yanım
Kasımda dağların eteklerine düşen kurumuş
yaprağım
Çiğnenir harami düşlerim yokluğunun ertesinde
Gelme artık
İsyana meyletse de duygularım
Şimdi bir dervişin hüznünü giyindim
Göğün yedinci katından düşerken adım
Sen
Yeminli ifadem, kaldığım yollarda
Umarsızca terk edilmişsin, sıcaklığın dokunmuş
kollarda
Yorgun imlaların içinde soru işaretli
bitişler
Gelme arık
Ünlemi yüreğine saplasa da eyvahlar
Şimdi bir çoban yalnızlığı kadarım
Göz kırpsa da uzaktan sökülmüş yıldızlar
Sen
Zamana merdiven dayayan kapı aralığı
Loş odaya sızan sarı ışıksın hayalinden
çaldığı
Kederleri balkonların demirlerine asılmış
Gelme artık
Yıldırımlar düşer bastığın sokaklara
Şimdi bir yürek yangınıyım elenmiş toprakta
Kabuk tutmaz, onlarca kez dağlanan yara
Sen
İncinmiş kar tanesi sıcaklığını aradığım
Çığ düşmüş yollarda çiğnenmiş hayallerimsin
Çığlık kokan şiirlerimde son mısra
Gelme artık
Yenilgiler yazar, sırrı kaybolmuş aynalarda
Şimdi bir anıyım sensiz sürüklenmiş yıllarda
Hasretin yeli değer, çöpçülerin süpürdüğü
mezara
Zekeriya EFİLOĞLU
Gaziantep
Aralık/2011