Şehrimin yürümediğin yolları güzel,epey güzel
hiç bir anı pusuya yatmıyor köşe başlarına
renk cümbüşü evlerin camları
kadınların çekirdek keyfine yataklık ederken
kuş-uçumlarına bırakıyorum yüzünü
kanatlar ki menzil dışı  bir iklimin refakati
Bu göç seni öldürür- uzaklığına 
bağışlıyorum sensizliğe mendil sallayan nefreti.
anonim bir ayrılık geride bıraktığım,
yüzünü hatırlamıyorum,ellerini ve
gözlerini ve arzulu dokunuşları.
baştan ayağa unutulmuş bir bedenin
vücut sıcaklığına yaslanan dilim
dişlerimde aşka basa basa gidiyor
şehrimin kirlettiğin yolları kötü,çok kötü.

Reşadiye'nin şadırvanından havalanan
güvercin ölmüş.-
onu bu göç öldürmüş.

Okulu bıraktığım iyi,fevlakade iyi.
katılaşan bir tebessüm alıyorum dudaklarıma
hanidir bu kadar yeşil güldüğünü görmedim Adalar'ın
tepesinde kemancı da yoktu porsuktaki gondolların
sen yoktun,porsukta gondol bile yoktu
...
El- ki
ellerim nadasına mecbur saçlarındaki bağ bozumunun-
Belki
en çok bir şarapçının kahkahasında gidiyorsun
tren garının çay bahçesine nefesin mi sinmiş ne
söyle,
düşüyor musun yoksa bir hazan yaprağı gibi
gölgesinde oynaştığımız meşeden.

Yalnız yatılan uykular serin,çok serin
düşlerim üşüyor.
saçlarına asılan rüzgar bile uzakta şimdi.
belki doğum sancısı çekiyor kuşların kanadında.
saçların o rüzgarı özlüyor.
adının sonuna oturttuğum aidiyet eki
terleten bir kabusa denk düşüyor
kendini rolüne fazla kaptırmış bir zebani tiradında.
halbuki bilmiyor,
artık benim rüyalarımda az bulunur bir figüran tipi
olduğunu.gidişin F tipi bir ayrılığın eğri yanı gibi-
düşlerimi kesiyor.

Reşadiye'nin şadırvanına konan
güvercin gülmüş.-
onu rüzgar güldürmüş.

Seni kuşların götürdüğü doğru,fena halde doğru
belki yalanların emzirdiği bir çoban olabilirim
ve gözlerimde çözülen ağlamak rezalet çıkarabilir,
kalkarken ucuz,öğrenci meyhanelerinden.
-ama kimse inanmaz sevdiğime gerçekten sevsem.
inanma sen,bu rakı sarhoş etmiyor beni
sen olmuyorsun masamın titrek ayaklarında.
çağdaş bira evinin veresiye defterine hiç bir zaman
işlenmedi ismin esrik bir şarkı diye.
üstelik ne sen gidiyorsun buralardan
ne de bu meyhanede acir öpüşmelerin yokluğu öylesine-
şarkıların sensizliği yalan,büyük yalan.



emre yılmaz /2011

not: farklı bir tarzın denemesi.bitmiş saymıyorum

( Kuşların Götürdüğü başlıklı yazı Emre Yılmaz tarafından 12/27/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.