gelebilmek adına susuyorum
aslınca boyumdan büyük
pencerelere bakardım
karanlık küfrüne esirgerse telaş etme
artık seninde
yoldaşındır geceler susma perçemini indir inci gözlerine
al beni kanadının
ardına
tut devir beni tene
birazda sende çürüyeyim
al aklımı giy
üstüne
sütüne bulanan girdap
saklama heveslerimi
ak ve
akıtarak
şimdi tenhalara pencereler aç
üşüyene kadar içinin
çürüğü
gelse de zebani selamımı söyle
kaç vakit ki
ahbabımdır
şadırvan göl mavisi ırağı atışlarını sayısız yankıma
sakla
dağlarsa kayalıklı soluğum
içimin kan atarını kanat hiç hiç
de
küsme
şimdi sürünen değnekli rüzgâr
ürkütmesin seni in
kıvrımına değince
söyle ki üstadına gelmesin
vebayı kentimin kuşları
soluyor
ey sandığımın kilidi irkilme
aç ceplerinin göğünü
adı
konmamış yağmurlar sal
yıkansın kendiliğine küs benliğim
dark eder ya
aniden zaman fazlalığımı yola koyar kış virgülü eksik kirpiklerine çıkıp haykırsam ferine
feryadımı
nasıl yazılacak baharlar şimdi küsersen
eğer ki
yıkanamayacaksam baharlarında
kol verip yaradan dan gelene senden gitmeliyim