eğme yüzün 
gelebilmek adına susuyorum

aslınca boyumdan büyük pencerelere bakardım
karanlık küfrüne esirgerse telaş etme
artık seninde yoldaşındır geceler
susma perçemini indir inci gözlerine


al beni kanadının ardına
tut devir beni tene
birazda sende çürüyeyim

al aklımı giy üstüne 
sütüne bulanan girdap 
saklama heveslerimi 
ak ve akıtarak

şimdi tenhalara pencereler aç
üşüyene kadar içinin çürüğü
gelse de zebani selamımı söyle
kaç vakit ki ahbabımdır

şadırvan göl mavisi ırağı
atışlarını sayısız yankıma sakla
dağlarsa kayalıklı soluğum 
içimin kan atarını kanat hiç hiç de
küsme


şimdi sürünen değnekli rüzgâr
ürkütmesin seni in kıvrımına değince
söyle ki üstadına gelmesin 
vebayı kentimin kuşları soluyor 

ey sandığımın kilidi irkilme
aç ceplerinin göğünü 
adı konmamış yağmurlar sal
yıkansın kendiliğine küs benliğim 

dark eder ya aniden zaman
fazlalığımı yola koyar kış virgülü eksik
kirpiklerine çıkıp haykırsam ferine feryadımı
nasıl yazılacak baharlar şimdi küsersen 

eğer ki yıkanamayacaksam baharlarında 
kol verip yaradan dan gelene senden gitmeliyim 

şimo
( Küsme başlıklı yazı şimo tarafından 30.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu