Sevgili Hocam;
böyle hassas ve mühim bir konuda ehemmiyetine binaen kaleme almış olduğunuz nezih yazınızdan dolayı
şükranlarımı bildiriyorum öncelikle.
Milli birlik ve beraberliğimize en çok ihtiyacımız olduğu böylesi kilometre taşı zamanlarda olduğumuzdan daha fazla duygusallaşıyor gibiyiz,bizim oralarda bu durum en amiyane tabirle ''ayranımız kabarıyor''diye ifade edilir.
Toplumca özgür bir şekilde tam ve net konuşamadığımız hallolması gereken o kadar çok konu var ki,
yeri geliyor zamansız çıkışlar ve gereksiz polemiklere kurban edilen meseller ve mevzular akılları ve beyinleri
dahası vicdanları allak bullak ederek milli belleğimizden silinip gidiyor adeta.
Uslubunu tartışabileceğimiz fakat içerik olarak mutlaka konuşmamız ve şu gün şu saat itibariyle geleceğimize sorun olarak taşımamamız ve genç nesillerimize ilerleme ve büyüme noktasında engel olmaması gereken konular var,
bunu farklı dünya görüşlerinde bile olsak hemen hemen hepimiz biliyoruz.
Birebir ilişkilerimizde mutlak ittifak ettiğimiz insani değerlerimizin karşısında ilk fırsatta ihtilafa düştüğümüz o kadar çok meselemiz var ki,bunları dillendirmek yürek ister.
Aslına bakarsanız bize bizden başka dost olmadığı gibi bize bizden başkada düşman yok diyesi geliyor insanın en masum tabirle ve doğru oturup doğru konuşmak gerekirse.
Tarih boyunca azılı düşmanlarımızın savaş meydanlarında ve antlaşma masalarında yapamadığı milli birlik ve beraberliğimizi bozma faaliyetleri ne acıdır ki her dönemde başımızda gaile olarak duran biz sancıdır içten faaliyetler.
Büyük Komutan Gazi Mustafa Kemal'in ''dahili ve harici bedhahların olacaktır'' dediği gerçekte budur zaten.
Gelelim yazınıza konu ettiğiniz elim durumlara.Yazcaklarım şahsi görüşümdür ve amacım fikir alışverişidir sadece;
Kurtuluş savaşı yapılmışmıdır yapılmamış mıdır?
En kestirme cevap yine tarihteki şanlı büyüklerimizden olsun;
"Allah bu millete bir daha istillal marşı yazdırmayı nasip etmesin"
Yapılan savaş Kurtuluş Savaşı olsaydı,yazılan marş ''Kurtuluş marşı'' yada ''Bağımsızlık Marşı'' olması gerekmez miydi.
Oysa ortada kurtulmamız gereken bir düşman ve bağımsız olmamız gereken bir esaret söz konusu değildi.
Söz konusu olan Türk'ün sancaktarlığındaki Anadolu topraklarında olması gereken istiklal mücadelesiydi...
''Ya istiklal ya ölüm'' parolasının hikmetide buydu zaten ve istiklal harbi ve mücadeleside bütün akvamı be/şer/e,tek dişi kalmış canavara ve harici bedhahlara karşı k a z a n ı l m ı ş t ı r ...!
Düşman dört bir yandan saldırmış doğru,
''Kaç donanmayla sarılmış bir küçücük karaya'' dediği gibi Akif'in,
''Kimi yamyam kimi hindu kimi bilmem ne bela''
diye tarif edilen düşman cenahı karşısında Anadolu; Türk'ü,Kürt'ü,Çerkez'i,Laz'ı,Zaza'sı hasılı İslam ümmeti ve Anadolu milleti bu toprakları sahiplenmiş dahası başlarındaki bu felaketi defetme adına onurlu bir duruş sergilemişler ve
''Çanakkale geçilmez'' olmuştur.
Sakarya meydan muharebesi yine benzer değerde ve ederde bir savunma ruhudur ve ''Anadolu bizimdir bizim kalacak (islamdır islam kalacak)'' onurlu duruşudur.
Antep savunması ve Şahin beyler,
Maraş müdafası ve Sütçü imamlar,
Erzurum bataryaları ve ve Nene Hatunlar ,
Kastamonu savunmaları ve ve Şerife bacılar,
İzmir-Aydın müdafaları ve Efeler,
Karadeniz ve civarı İpsiz Recep'ler,Halis beyler ve
bir hilal uğruna batan Mehmet'ler,Seyit Çavuşlar,Kınalı Hasan'lar...
Hangi birini diğerinden ayırabiliriz ki yada hangisini diğerinden alt üst edebiliriz şugün şu saatte ?
Beni bağışlayın ama, o günden bu güne yeni ve bambaşka bir topluluk yada millet yerleşmediyse bu canım Anadolu'ya demek oluyor ki tufandan kurtulan ve Anadolu gemisine binenler bizim dedelerimiz ve nenelerimizmiş anlaşılan...
Ne mutlu size ki olagelmiş bir vakayı tarafsız ve yorumsuz bir gözlemci sıfatıyla olduğu gibi aktarmakla bile günümüz insanına gerçekleri görme adına meşaleler yakmışsınız yada yakmış olabileceğinizi yürekten umu/yorum.
Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın
Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın
Doğacaktır sana vad ettiği günler Hakkın
Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın!
...
Ogün bu gün mü acaba? dönüp etrafınıza bakın !?
...
biz istersek eğer ogünün bugün olması muhakkaktır.
Her devrin Mehmet Akif'lerinin,Kutatgu Bilig'lerinin,Dede Korkut'larının,Itri'lerinin,İbn-i Sina'larının,Ali Kuşçu'larının,
İmam Gazali'lerinin,Alparslan ve Fatihlerinin,Valide Sultanlarının,Halide Edip , Kazım Karabekir ve Mustafa Kemal'lerinin olamayacağını ve bundan 80 sene sonra bizim yapacağımız ve yazacaklarımızın yeni nesillere okutulmayacağını sanmak biraz gaflet ve hatta delalet değilde nedir acaba...!?
Ne büyük bir sorumluluk altında olduğumuzun farkında mıyız dersiniz ?
Dün Akifin naşına omuz atan gençler,bugün nasıl rahmetle ve gıptayla anılıyorsa,
bugün Akifin mirası İstiklal marşımızı ve onun şahsında milli ruhumuzu yeniden omuzlayıp kaldırmakta bizlere rahmet okutacaktır gelecekte...!