Sana varabilmek hayali ile çıktığım bu çileli yolda
Yolunu yarıladığım yüceler yücesi!
Eğer misin dudaklarıma doğru güzel yüzünü?
Provake kaynağı motive olabilme arzusu olan
Ve masumiyetin dikenli telleri ile sınırlı
Küçücük bir moral öpücüğü alabilmektir senden isteğim
İnanmazsın belki ama...
Obsesif sevdamı bile hayli geride bıraktım
Çünkü;
Senin yolunda hızımı kestiğinin farkına vardım
Sana varabilmek sebepli iptal ettim can düşmanıma verdiğim
Çeyrek asırdır beklenen o tarihi muallak randevuyu
Bak! Yine inanmazsın...
Senin yolunda geçen bu üçüncü yılın sonunda
Sadece üç hurinin el değmişliği var bu hoyrat ellerin sahibi kulunda
Hurilerin ilki;
Ruhu ile tek vücut tam bir sarışındı
Dağ yollarının karanlığında korkmuş ve kaybolmuş
Ateşimin ışığı ile aydınlanıverdi birden bire o cam gibi mavi gözleri
İkinci huri;
Esmerceydi sanki ve inanılmaz tutkulu
Ganj ormanlarında kötü niyete kurban edilirken bedeni
Bahşedilmiş gücüm ile kanatlanıverdi ne de minicikti minnetkar elleri
Üçüncü huri ise; ... !
Kızıllığını cehennem ateşinden almış
O günahkar saçlarının Kızıl*'ı ile ömrüme tastik isim!
Ah o zalimlerin zalimi!
Ah o hoyratlığıma çanak!
Ah o soyuna veryansın!
Onu ne sen sormuş ol ne de ben anlatmış olayım
Arınabilirlik çabalarındaki arzuların arkadan itilmiş ya da önden çekilmiş
Gönülsüz gönüllüsüyüm ben
Kabul görür mü ruhu kayıp bu beden Dharamsala kutsalında?
Aklımda hala kim bilir kaç kez kokladığım
Yediveren güllerinin zamanlı zamansız açışları
Ruhum ile sıkı dost aklımın
Hep böyle zamansız olur kaçışları...