Amaçsızca, gereksizce yiyecek, mal, para, zaman ve benzer harcamalar yapmak israftır. İsraf, "...Yiyin, için ve israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. (Araf Suresi, 31) ayetiyle bildirildiği üzere Allah Katında beğenilmeyen bir davranıştır.
Allah,
göklerde ve yerde yarattığı her şeyi kullarının emrine vermiş, görünür
ve görünmez nimetlerle rızıklarındırmıştır. İnsanın yapması gereken bu
nimetleri israf etmemek ve Rabb’inin hoşnutluğu amacıyla kullanmaktır.
Ancak din ahlakından uzak yaşayan birçok insan sınırsızca tüketir ve bununla övünür. Kur’an, “O: "Yığınla mal tüketip-yok ettim" diyor. Kendisini hiç kimsenin görmediğini mi sanıyor?” (Beled Suresi, 6-7) ayetiyle buna işaret eder.
“...İsraf ederek saçıp-savurma. Çünkü saçıp-savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır; şeytan ise Rabbine karşı nankördür.” (İsra
Suresi, 26-27) ayetindeki ifadeyle israf edenler "şeytanın
kardeşi"dirler. Müminler bu uyarıyı dikkate alır, israf etmekten
titizlikle sakınırlar.
Mülkün gerçek sahibi Allah’tır. Bu nedenle müminler sahip oldukları hiçbir şeyin gerçek sahibi olmadıklarının bilincindedirler. "Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp-savurma. (İsra Suresi, 26) hükmü gereği ihtiyacı olana yardım ederler ancak gereksiz harcamada bulunmazlar.
İsraf
denildiğinde genellikle para, yiyecek ya da malların israfı düşünülür.
Oysa zamandan sağlığa kadar Allah’ın bahşettiği her nimetin, Allah
rızası dışında gereksiz yere harcanması bir israftır. Ve Allah, “Sonra o gün nimetten sorguya çekileceksiniz.” (Tekasür
Suresi, 8) buyurarak insanların, verdiği nimetleri nasıl
kullandıklarıyla ilgili ahirette sorguya çekileceklerini haber verir.
Zaman
insan için en büyük nimetlerdendir. İmtihan mekanı olan dünyada insan,
kendisine tanınan süreyi Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla
yaşamalıdır. Ancak birçok insan zamanını değerlendirmesi gerekirken
’öldürür’. Allah’tan uzak yaşar, boş işlerle zamanını israf eder;
müsrifçe tüketir.
İlmin sahibi Allah’tır. Ancak bazı insanlara
ilminden dilediği kadarını verir. Allah’ın lütfettiği bilgiye sahip olan
her insan, hem bu nimetten hem de Allah’ın varlığını ve üstün gücünü
diğer insanlara anlatmaktan sorumludur. Bunu yapmadığı takdirde
Rabb’inin verdiği bilgiyi israf etmiştir.
Bugün toplumda birçok
anne baba çocuğuna Allah’ı tanıtmaz, ona Allah sevgisini ve Allah
korkusunu öğretmez. "Henüz küçük, ilerde nasılsa öğrenir" diye düşünür
ve Allah’ın yasakladığı davranışlarda bulunmasına ses çıkarmaz. Zaman
ilerledikçe de çocuk çevresinden aldığı yüzlerce telkin nedeniyle
gördüğü her şeye alışkanlık gözüyle bakar, yaratılışın delillerini
göremez. Allah’a ve yaratmasına karşı duyarsız ve ilgisiz bir insan
haline gelir.
Çocuğu Allah’tan ve imandan uzak yetiştirmek, onu
hem dünyada zarara uğratacak hem de ahiretini ve sonsuz cenneti
kaybetmesine neden olacaktır. Anne babanın bu sorumluluğu yerine
getirmemeleri ise çocuklarını israf etmeleri anlamına gelir.
Sağlık
da insan için büyük bir nimettir. İnsan, Allah’ın kendisine emanet
olarak verdiği bedenine en iyi şekilde bakmakla sorumludur. Sağlığı
bahşeden de hastalığı veren de kuşkusuz Allah’tır. Ancak insan sağlıklı
yaşamak için, sağlıklı beslenmeli, sebeplere sarılmalıdır. Bu da,
kişinin fiili duası olur. Bedenine gerektiği gibi bakmadığında, zararlı
ve temiz olmayan yiyecekleri tükettiğinde kişi sağlığını israf eder.
Dünyada
her insanın ihtiyacına yetecek kadar besin kaynağı vardır. Ancak gıda
maddelerinin israf edilmesi nedeniyle milyonlarca insan açlık
çekmektedir. Allah, verdiği nimetlerin en doğru ve en verimli şekilde
kullanılmasını emrederken evlerden lokantalara ekmekler, yiyecekler,
meyve ve sebzeler çöpe atılmaktadır. Bu çok büyük israftır ve nimete
karşı nankörlüktür.
Enerji kaynakları konusunda da israftan
kaçınılmalıdır. Örneğin boşa akan su, açık kalan ışık birer israftır.
İsraftan kaçınarak tasarruf edilen para, Allah rızası için yapılacak bir
işte kullanılabilir.
Allah, harcamadaki ölçüyü Kuran’da “Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne kısarlar; (harcamaları,) ikisi arasında orta bir yoldur.” (Furkan Suresi, 67) ayetiyle haber verir. Harcadıklarını da Allah’ın rızasını gözeterek kullanmaktan müminler büyük haz alırlar.
Peygamberimiz
(sav) ve ashabının da "Yüce Allah dağ gibi altın verse, bunu O’nun
yolunda harcamayı temenni ettikleri" bildirilir. (İbn Mâce, Mukaddime,
10, Zekât, 3)
Dünyadaki toplu israfa çözüm bulmak, akılcı önlemler almak da müminlerin önemli sorumluluklarındandır.
Dünyada İsraf Edenlerin Ahiretteki İflası
Şeytanın
kardeşi olarak israf içinde yaşayanlar ahirette Rabb’lerinin huzurunda
sorgulanırlar ve hesaptan iflas etmiş olarak ayrılırlar. Bu duruma
düşmemek için ahirette verilecek hesaptan korku duyarak yaşanmalıdır.
İnsan, önden gönderdiklerinin yeterli olduğunu zannederken, hepsinin
boşa gittiğini görüp hüsrana uğrayabilir.
Ahirette yoksul
olmamak için, nimetleri ne hoyratça kullanarak israf edelim ne de
kısalım. Allah’ın lütfettiği nimetleri savurganlığa dönüştürmeyelim;
kayba uğramamak için şükredelim nankörlük etmeyelim.
... siz de, sizden öncekilerin kendi paylarıyla yararlanmaya
kalkışmaları gibi, kendi paylarınızla yararlanmaya baktınız ve siz de
(dünyaya ve zevke) dalanlar gibi daldınız. İşte onların dünyada ahirette
bütün yapıp-ettikleri (amelleri) boşa çıkmıştır ve işte onlar kayba
uğrayanlardır. (Tevbe Suresi, 69)
(
Kendini İsraf Etmek başlıklı yazı
fuatturker tarafından
9.01.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.