İnsan
niye çırpınır
Keder içinde kahırdır,
ah uzarı vardır
Suskun
çığlıkları için
sabırla yol almaktadır
Umudun
hülyasına dalıp,
efkunu aydınlatmaktadır
Yeis sürurdan
azade bir hicrandır, gam
endişeyi gölgeleyen nazardır
İnsan
her haliyke hissiyatına
ram olan candır
Akıl
ve izan kimi zaman
ihmal edilen bir dramdır
Buğulu gözler
neden düşündüren farktır,
hissetmek bile ihsandır
Lakin azimet
ve iradi olmak hakikatin
sülbünden neşet eden sanattır
İnsan için
fazilet olan makamdır,
tedbir ve teslimiyet
müşterekliği vicdandır
Hak,
aşkın ve sevdanın
firkatine eriştiren umuttur
Gönül
ihsan için niyetlenir,
ecriyle ceht edip
zikrederse vuslattır
Makam
ve mevki kalbin
adresi değil, nefsin
cazibesinde ki saltanattır
Kul olmak için
çilede haşrolmak ve onun
şevkiyle yol almak rikkat tacıdır
Takva
dillenen şekliyet değil,
sukut ettiren sabrın zanaatıdır,
edeb-i cenahıdır
Nefes
kimin kudretinde ki
ihsandır, müddeti niye sırdır
Her yıl
ziyaret edilen
ve farizası için derlenen
kabe ziyareti kime ezadır
Bilmeden
taat etmek nasıl bir sevdadır,
taklit üzre vicdanı hasretmek
ne garip sedadır
İnsan
aklıyla ve fikriyle
terennüm eden aşk ve meşkin
umut bekçisidir, nasip ne vakittir
Kahır içinde
kal etmek, dillenen aşkı
lekeleyen bir acziyettir,
feda olmak nasıl edeptir
Ey
ruhuma emreden ve
sualiyle vaktini bekleyen yar
Sen ki
yaratan ve nihayetinden
haberdar olan Rahmansın
İnsan
ve melek farkını
dillendiren fermansın,
iradenin sultanısın
Emanetin
ve ehliyetin farkına vasıl
olmayan canların umut sığınağısın
Sen bilirsin,
sen kerim olan mağfiretsin,
vaktin ecrinde ki
en ülvi ümit ve şevkin sahibisin
Mustafa CİLASUN