Gökyüzünün pençesinde yırtılıyordu
Umuda açılan
Uçurtmalarımız
Susu/yorduk
Sustukça da kendimizden çekilip
Daha çok biz oluyorduk
Doğrularımızda
Kaçak ikiliyorduk
Nadasa bıraktığımız gönül topraklarımızı
Yasal değildi sevişmek
Yasa dışı sevişiyorduk
Yasaklıydık
Biliyorduk
Yakalanırsak eğer
Günlük bir siyasi gazetenin
Son sayfasında
Deşifre olacağımızı
Korkmuyorduk
Yasaklara inat
Sevda açlığımızla dokunuyorduk
Tenlerimize
Her dokunuşta
Kırmızıya dönüyordu yüzümüz
Çünkü
Kırmızı burunluydu sevdamız
Sonrasında
Duruluyordu
Eylem bakışlarımız
Karşılarken
Devrim gibi patlayan tenimizle
Sabah gün/eşimizi
Tutturup dilimize
Zorunlu ayrılığın türküsünü
Savruluyorduk
Yeniden
Ayrı yönlere
Ve hep
O son nakaratta
Ölüyorduk yasadışı
Dedim ya
Yasaklarda yasa dışıydı sevdamız…