Ben aynadan kaçıyorum ayna bana dönüyor
Bakmalar sokağımda yangınlar görüyorum
Bazı ihanetler çok memnun bu alevlerden
Yalnızlık nehrim dibini görmüş kurumaktan 
Sönmez, sönmez bu gittikçe yayılan kor hatırlamalar
Çok okumasınlar o umutlar, sırtımdaki işaretleri
bulaşıcıdır içimin acısı...


Boynumdaki yalnız ruj izinin yaş gününü kutluyoruz
Kimler yok ki
Ben, ben, ben, ben...



Bana acıyan anılarım bir kaldırım örüyor
Kenardan kenardan ağlayayım diye
Bir buluşma perşembesine çakılmadan
Kıyıdan kıyıdan yalpalasın diye bu sarhoşluklar
Bir deniz fenerinin pervazında
Ne kadar çok seviliyormuşum meğer
Bir kolumdan girdaplı deniz
Bir kolumdan belleğim çekiyor
Yılgılarım omuzlarımda
Kime düşsem 
Hangi gardiyanın hücresi olsam
Ne de olsa hepsi cennet manzarasız



Uykumda bileylediğim bu hançerle
Kanamadan bu sözlüğüm
Akmıyor bu harflerin teri


Bu sözcükler öldürecek bir gün beni
Kiralık katilim bile kıyamayıp kurak bir şiir yaptı onlarla
Her sıkışmışlığımda beni takip ediyorlar
Sanki çok iyi gölgelermiş gibi


Istıraplı bir fetih benimki
Ne olur ki o sokaklar
O şehirler 
O sevişmeler benim olsa
Ayak bastığım yerlerde
İnan kuşlarının kanadı kayıp olduktan sonra


Zamanda hayalcilik bir icat
Zaten hep vardı hücrenin içinde
Zaten hep geliyordu o dna-lardan bana mektuplar
Şifreli sarsıntılar
Buruşmuş özneler
Ben evvelden de geçiriyordum
Düşlerimde havaleler
Bazen 
Bir okyanus koyuyordu alnıma sevgililerim
Ucundan biraz ısırıp atıyordum ıslak suretleri
O zamanlar düş ceza muhakemeleri yoktu
İçimdeki renksiz kanunlarda



Hiç kimsenin yapamadığını toy bir ayna yapıyor
Gözle görülemeyen sevdaların bile zehrini yüzdürüyor bende
İstemesem de nikahlıyor beni içi boşaltılmış mutluluk postlarıyla
Hepsi duvarımda çivili 
Hepsi alnıma düğmeli
Sanki kapkaranlık masallardan ganimetlerle dönen
Uyduruk bir avcıymışım gibi



İşte o yüzden ayna benden kaçıyor
Ben aynaya yağıyorum yine yalnızca
Sanki bu haritalarda
Sarmaladığım tenleri bile gösteremeyen
Tek ülke benmişim gibi…


Peki hangi ayna kandırdı beni?


bu haritalarda dağlardan bile geçmiyor
mutluluk çizgileri...



Oktay Coşar
( Ruhuma Tutuşturulan Okunaksız Haritalar başlıklı yazı marcel tarafından 29.01.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu