Online Üye
Online Ziyaretçi
Genelde kurs denilince “bir şeyler öğrenmek daha fazla bilgi edinmek için gidilen yer” ilk akla gelir…
Ama en çokta lise ve üniversite sınavına hazırlanılan dershaneler bilinir…
Öncelikle bu dershaneleri konumuz dışında bırakırsak, mesleki anlamda düşünüldüğünde, “Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne Bağlı Halk Eğitim Merkezleri, Türkiye İş Kurumu - İşgücü Yetiştirme Kursları, Belediyelerin açtığı kurslar ve özel mesleki kus merkezleri…” anlaşılması gerekir.
***
Burada özellikle Halk Eğitimler üzerinde durmakta yarar var;
Halk Eğitimi(Yaygın Eğitimi) bazılarına göre genç kızlara nakış kursu açan bir kurum, bazılarına göre okullarda destek amaçlı kurslar açan bir yer, bazılarına göre konser, gezi, konferans, sportif faaliyetler gösteren, organize eden bir kurumlar…
Kimilerine göre de, sıkıntıdan ne yapacağını şaşırmış, kaynana
dırdırı çekenler için bünyelere birebir kursları olan yerler…
***
Halk Eğitimi elbette bunların hiç biri değildir. Böyle düşünenler Halk Eğitimi, Halk Eğitimi Merkezleri’ni tanımayan ve bilmeyenlerdir. Bu söylenenler sadece Halk Eğitimin birer parçalarıdır. Her yaştaki, her düzeydeki kişiler Halk Eğitimin her türlü faaliyetlerinden mutlaka yararlanmalıdırlar. Halk Eğitimi faaliyetleri rast gele değil, planlı ve programlıdır.
***
Halk eğitiminin Türkiye’deki serüvenine bakacak olursak eğer; özellikle son 40 yıl boyunca çeşitli yasalarla beraber, ilköğretimi tamamlayıcı yaygın eğitim programları, okur-yazarlık ve toplumsal bilgi seviyesinin arttırılmasına yönelik uygulamalar, köyden kente göç sonucu doğan uyum sorunlarını giderilmesine yönelik çalışmalar gibi uzun süre üzerinde durulan konuların dışına çıkılamamış ve Türkiye’deki halk eğitimi çalışmaları açısından kısır bir döngü oluşturmuştur.
***
Biraz daha tarihin sayfalarında geriye gittiğimizde; Atatürk, 1924 yılında okuma- yazma seferberliği ile Türkiye Cumhuriyetinin en kapsamlı halk eğitimi faaliyetini başlatmıştır. O dönemde atılan bu adım uzun süre devam etmiş, yetiştirilen kişilere, toplum öğretmeni oldukları bilinci verilmiş ve “Halk Eğitimci” olarak okuma –yazma seferberliğinde etkin olarak görevlendirilmişlerdir.
***
İyi bir Halk Eğitimci mutlaka halkın eğitimine inanmalı ve insanları sevmelidir. Her zaman kendisini yenilemeli ve geliştirmelidir. Çünkü Halk Eğitimci yetiştirilmez. Böyle okullarımız da zaten yoktur ve yetersizdir. Gerçek Halk Eğitimci bu işe gönül vermelidir. Yüzlerce gönül adamına halkın geçek meselesini bilen eğitimcilere ihtiyaç vardır…
Kurum, her zaman yeniliklere açık, Balkan ülkeleri ve Avrupa ülkelerinden gelen eğitimcilerle sürekli iletişim halinde olmalı, her zaman daha iyisini nasıl yapabiliriz çabasını amaç edinmelidir...
Neden Halk Eğitimi Merkezi ?
Burada mesleğinizi aramak, pekiştirmek hobiler geliştirmek,
gitarınızın, sazınız tellerinde bir güzel melodiler yakalamak…
Daha da ötesi yaşam boyu eğitilmek…
***
Her düzeydeki, her yaştaki, her yöredeki her insanımızın katılacağı en az bir Halk Eğitimi faaliyeti mutlaka vardır.
Bunun için Halk Eğitiminin önemine ve gereğine inanılmalıdır. Bu kurumlara gereken önem verilmelidir. Öyleyse ne duruyorsunuz… Sizin de en yakın bir Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü’ ne uğramanız gerekmez mi?
Şunu unutmamak gerek! “İstihdam yaratırken, ister özel-ister kamu sektörün de işe alınacak elemanın en azından, halk eğitimden kurs sertifikası olanı seçilmesi” dileğiyle…
Sağlıcakla kalın!