MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE SALYANGOZ SATMAK …
Bugün tüm dünya ülke halklarına (tanıyanlara)sorulduğunda Türkiye’nin Müslüman ülke olduğunu söylerler.Ülkemizin insanlarına sen Müslüman mısın diye sorulduğun da Müslüman’ım diyenlerin sayısı %99’lara varır.Senelerce Avrupa Birliği’ne başvurumuz bekletilmekte sudan bahanelerle kabul edilmemektedir.Asıl kabul görmeyişimizin temelinde halkımızın Müslüman oluşudur.Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyet’inin kabul edilmesi buna örnektir. Kendini laik gören tüm ülkelerde kendilerinin ve halkların bağlı oldukları dine hiçbir zorluk gösterilmez. Aksine tam anlamıyla desteklemektedirler. Mahkemelerde ve yemin törenlerinde İncil’le yemin etmekte hiçbir sakınca görmemektedirler.Bu onların rejiminin tehlikede olduğu hissini vermez.Laik devlet, din ve vicdan hürriyetinin teminatı olarak işlemektedir.Dindar (kendi dinlerine bağlı )bir gençliğin yetişmesinde tüm birimler birlikte çalışmakta ve bunu organizeli bir şekilde yürütmektedirler.
Bizim
ülkemizde Devletimizin Başbakan sıfatını
taşıyan Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın
‘’Dindar gençlik yetiştirmek istiyoruz’’demesi
kıyametin kopmasına neden oluyor.Peki sorarım size,biz hangi
ülkede yaşıyoruz?Müslüman ülke’de
ama Laik bir ülke dermiş gibisiniz.Laik devlet
dinsizlik değil ki.Din ve
vicdan hürriyetinin teminatıdır.Başka sebep bulmalısınız.Çünkü laik devlet sadece
biz değiliz ki başka ülkelerde
var.Hiçbirinde dinsizlik olarak uygulanmamaktadır.Olsa olsa
şahsi ve ideolojisi dindar bir gençliği
hazmedemeyenlerin bir bağırışıdır.Derin yapılanmaların bir haykırışıdır. Ülkemizde demokrasi var . Ancak
demokrasiyi sadece kendi istek ,arzu
ve ideolojileri için işletenler
var.Başkalarının düşüncesi,inancı,geleneği,göreneği önemli
değil. İnancı gereği eğitim öğrenim
hakkını kaybedenler (Anayasa ‘nın 45. Madde ‘si ‘’ Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından mahrum bırakılamaz .‘’) hiç önemli
değil. Anayasa madde 25: " Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve
kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz
ve suçlanamaz. "Madde 26:
" Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek
başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi
makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek
serbestliğini de kapsar."Anayasamızın bu maddeleri de onlar
için hiç önemli değil.
Unutmayın ki sayın Başbakanımıza bu ülkeyi yönetme hakkını siz değil, çoğunluğun oyuyla halk verdi.Bu halkımızın %99 ‘u da Müslüman olduğuna göre dindar bir gençlik arzusundan daha masum, daha yerinde bir düşünce olamaz.Çünkü demokrasilerde çoğunluğunun dediği olur. Halktan iki kişiden birisi Başbakanımızı destekliyorsa buda onun doğal hakkı .Sayın Başbakanım, halktan yana haktan yana davranışınız ve söylemleriniz bizi ve halkı daha da yüreklendiriyor.Bu ülke bu güne kadar haktan uzak, halka karşı yönetildi.Yaklaşık 1O yılda bir balyozla kafalarına indirildi. Ekonomisi alt üst edildi. Her darbenin arkasında kukla yönetimler kuruldu. Her darbe ile Ülke elli sene geri götürüldü.Sudan sebeplerle sayısız masum insanların kanına girildi.Hala bu emeli besleyenler bu arzuyu taşıyanlar şunu iyi anlamalı ki ;korkutmayla, öldürmeyle,susturmayla, (failli meçhullerle), işkenceyle ,dine saldırmayla , dindarları ordudan atmayla,Örtülüleri memur olma hakkını elinden almakla bir yere varamazsınız.Arap baharını görmüyor musunuz? Bu size ders olmuyor mu?Halkın önünde kimse duramaz.Bir gün zulümleri mutlaka başına yıkılır.Şimdi başınıza yıkıldığı gibi.