Kişisel tercihler konusunda fikir beyan etmeme gibi bir huyum var. Olumsuz bir eleştiriyi zaten kişisel tercihler için kullanmam. Hatta herhangi bir kişisel tercih konusunda, aklımın ucundan bile olumsuz bir düşünce geçmemesi için çaba sarf ederim. Kişisel tercihler konusunda övücü bir söz de etmem. Çünkü herhangi bir kişisel tercih hakkında övücü bir düşünce sahibi olursam, olumsuz bir eleştiriyi de, sesli olmasa bile, içimden yaparım diye düşünürüm. Bu da insanlara kişisel tercihlerinden dolayı ön yargılı yaklaşamam anlamına gelir ki, hiç kimseye önyargıyla yaklaşmak istemem.
Eğer olumsuz bir düşüne içine girmemek istiyorsam, o zaman övücü düşünceleri de aklımdan silmeliyim. Ama insanların kişisel tercihlerinden dolayı eleştirilmeleri durumunda yanlarında olup, onlara en önce desteği ben veririm.
Fakat iş, kişisel tercihten çıkıp, toplumu ilgilendiren bir tercih haline gelirse işte o zaman eleştirme hakkını elde ederim. Olumlu veya olumsuz, her düşüncemi cesaretle dile getirmeye çalışırım.
Bu nedenle kişisel tercih-toplumsal tercih konusunda uzun süre kafa yordum. Nelerin kişisel tercihe gireceğini, nelerin toplumsal tercih olarak değerlendirileceğini ve hangilerini eleştirme hakkımın olduğunu belirledim.
En çok da “kitap okuma” konusu kafamı meşgul etti. Önce bunun kişisel bir tercih olduğunu düşündüm; ama, dünyanın gelişmiş ülkelerindeki kitap okuma oranları ile 3. sınıf ülkelerdeki (bizim ülkemiz gibi) kitap okuma oranları arasındaki farkın gelişmişlik düzeyleri arasındaki farkı yansıttığını görünce; kitap okumanın bireysel bilgilenme, dolayısıyla toplumsal bilgilenme olduğunu anlayınca; insanların ancak okuyarak yanlışları görebilme yeteneklerinin arttığını ve yanlışları görebilen insanların da toplumlara faydalı olacağını düşününce kitap okumanın kişisel bir tercihten öte toplumsal bir tercih olduğuna kanaat getirdim.
En çok kafamı kurcalayan sorunun cevabını bulduktan sonra, kişisel-toplumsal tercih listemi oluşturdum. Ve oluşturduğum günden beri kişisel tercihler hakkında hiçbir beyanda bulunmuyorum.
Bu listemin en başında şu madde var: Her insan, herhangi bir canlıya zarar vermediği sürece, istediği her şeyi yapma hakkına sahiptir.
Bir başka madde ise şöyle; “Bir futbol takımını desteklemek kişisel tercihtir. Hiç kimseye niye bu takımı destekliyorsun, diye sorma hakkına sahip değilim. Ama herhangi bir siyasi partiyi veya örgütü desteklemek toplumsal tercihe girer. İnsanları siyasi görüşlerine göre eleştirme hakkım olmasa da desteklediği parti/örgüt nedeniyle eleştirme hakkım vardır.
Ve listenin en önemli maddelerinden birine göre ise; insanları dış görünüşlerine göre eleştirme hakkım yoktur. İnsanların cinsel tercihlerine, kıyafetlerine, saç-sakal şekillerine, takılarına… vb asla karışmam.
Bence bu tür bir liste oluşturmak ve insanları eleştirirken böyle bir listeyi göz önüne almak çok önemli. Anlamsız tartışmalardan insanları korur. Bu ülke için yararlı şeyler tartışılır ve insanlar bu sayede daha da bilinçlenir.
Tuna BAŞAR
/yirmiikiocakikibinaltı sıfırbirotuzsekiz
Afyonkarahisar/