SOYUNA İHANET EDENİN CEZASI
Bu kuş pazarının en büyük özelliği avcılara hizmet etmesi ile tanınmaktaymış. Avcılar avladıkları hayvanları, getirip burada satma imkânı bulurmuş. Karşılıklı değiş tokuşların da olduğu bu Pazar haftanın iki günü kurulurmuş...
Yavuz Sultan Selim Han, kafesler içindeki keklikleri, bıldırcınları, şahinleri, atmacaları izlerken... Üzerlerinde satış etiketleri dikkatini çeker... Kekliklerin kafeslerinde bulunan varakta, 2 altın yazmaktaymış... Sultan bunlara bakarken arkada duran kafesteki notu okumuş. Bu keklik 300 altın. Sultan hemen ilgilenmeye başlamış... Diğer keklikler ile arasında bir fark görmemiş... Satıcıyı çağırıp;
- Bunun fiyatı neden bu kadar fazla?
Satıcı ellerini ovalayarak, yağlı bir müşteri bulduğunu anlar... Ve kafes içindeki kekliği göstererek:
- Efendi, sormayın. Bunda öyle bir ses var ki; bu sesi dinleyen mest olur... Bu kekliği alıp, keklik avına giden avcı pek çok keklik vurma şansına sahip...
- Bu nasıl oluyor... Der Sultan merakla...
- Bakın efendi... Bu keklik avcıya av getirir.
- Nasıl yani? Der Sultan merak içinde...
- Bu keklik öttüğü zaman, soydaşları hemen etrafına toplanır. Bu arada avcı gelen keklikleri bir güzel avlar. Dağ taş dolaşmaya gerek yoktur... Bu keklik avınızı ayağınıza getirir... İşte bu nedenle, çok özel eğitimli olan kekliğin fiyatı yüksek...