dalıp giden bakışların konakladığı virane hanlarda nefes aldı aşk






durmuş bir saatin yelkovanı kadar mahzun
akrebi gibi zehirliydi buluşmaları
kadının örselenmiş parmaklarına dokunmak için uzandı
erkeğin gün görmemiş hezeyanları
on parmağında on hüzün
gün kendini bırakınca gecenin kollarına
sıkı sıkı yumulmuş avuçlardan döküldü
iki yüreğin kan yaşları
karanlık, kimsenin görmediği renge boyandı kılsız fırçalarla





filbahri ağacının dallarına tutundu dili burkan meyveler
görmediği, bilmediği uzaklardan huzur devşirdi 
ürktü
uykusunu katleden hayal yüzlerden
hiç olmadığı kadar zulmetti öz ruhuna üvey bir acıyla
katli vacip mücrimlerin son dualarından sıyırdı içinden gelmeyen aminleri
serendib’ in bereketli göğüne üfürdü, üfürdü




asırlık yoldan gelen sakat yolcuyu korkunun sesi döndürdü yolundan
saka kuşlarının boğazına su akıtmaya çalıştı gerçeği talan eden yalan
teker teker düştü kuş cesetleri
gönüllerinden kopardıkları topraklarla gömdüler
bir kadın
bir erkek 
avuç avuç






tuza kanmış gözlerin yıkandığı denizlerde boğuldu aşk

( Makber başlıklı yazı frezya... tarafından 23.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu