*Bilmiyorsan sus, az biliyorsan gene sus; çok biliyorsan seni susturabilene aşkolsun!

*Gerçek dost, sarılmasından bellidir. Onun gerçek bir dost olup olmadığını anlamak için başka bir şeye gerek yok!

*Pişmanlık mı duyuyorsun, yeniden dünyaya gelseydim “şunu, şunu yapmazdım” mı diyorsun? Boş ver bunları! Şu andan itibaren yeniden doğmuş kabul et kendini ve düşlerindeki ideal hayatını yaşamaya bak!

*Sevgi ve pişmanlık… Biri varsa diğeri kesinlikle yoktur.

*Mutluluk hakkında ahkâm kesenler, siz kendiniz gerçekten hiç mutlu oldunuz mu?

*”Anlat, ben seni dinlerim.” Dedi, ama hep kendi mi anlattı?

*Dürüstlük ödüllendirilmesi gereken bir erdem değil; ahlâkî bir ödevdir.

*Gölgeleriyle övünenlerin saltanatı, güneş batıncaya kadardır.

*Aşkı bana anlatmakla vakit geçirme; git ve yaşa!

*Cahille tartışma, ahmakla ortak iş yapma; arif olanı başının tacı, seni seveni de kalbinin sultanı yap.

*Doğayı dedemden aldığım şekliyle, torunlarıma bırakamadığım için suçluluk duyuyorum.

*Ölümün hayırlısını dilemek, en sık edeceğin dua olsun.

*Vicdan, her gün defalarca kurulan bir mahkemedir. Üstelik delilleri de öyle sağlamdır ki…

*Gemiye bindiysen, kaptana güvenmek, yapacağın en doğru iştir.

*Yanlış yapandan değil, yaptığı yanlışı doğru sanandan çekinirim.

*Düşmanın kazandığın zaferi kabul etmezse, bu işte bir eksiklik var demektir.

*Ölümle fazla uğraşma, vakti geldiğinde zaten o seninle uğraşacak.

*Umut güneşi ile ısınanların sayısı, umutsuzluk denizinde boğulanların yanında o kadar az ki!

*Kendi özgürlüğünün de sınırlarını çizebilen, gerçekten özgür insandır.

*Alkışlayarak iktidara getiren kitlelerin, yuhalayarak sehpaya götürdükleri o kadar çok insan var ki!

*Erdemsiz insanın, erdemden söz etmesi ne kadar da komik!

*Zaman ve insanlar konusunda şunu unutma: Kaybedip de bulduklarımız vardır, kaybedip de bulma umudumuz olanlar vardır ve bir de kaybedip de asla bulamayacaklarımız vardır.

*Bilgini susmasından, cahili de konuşmasından tanırım.

*Ceza bir öğretme yöntemidir; ama en kötüsü.

*Bilgi tüm insanlık tarihi boyunca birikmiştir. Bu birikimde tüm insanlığın katkısı vardır. O nedenle de bilgi tek bir ulusun malı olamaz.

*Yersiz övgü, gurur kırıcı bir hakarettir.

*Bilginin ışığı sana kendiliğinden gelmez; sen onu istemeli ve aramalısın.

*Yanlıştan doğruya gideni gördüm; yalandan doğruya gidene ise hiç rastlamadım.

*Suçu işleyenin dışında da başka suçlular aranmalıdır.

*Kaleminle yazmaya başladıysan, silgini almayı unutma!

*Hak, er veya geç zulmü alt edecektir. Zalimin korkusu bundandır.

*Bilgi ağacı meyve verir; paylaşmak için.

*Ertelemeyi, ertelemeyi hiç denedin mi?

*İhtiyacı olana malından, hak edene bilginden, değerini bilecek olana da sevginden ver.

*Sabır ile acizliği birbirine karıştırma. Sabretmek, aciz insanların işi değildir; çünkü sabırlı olmak, güçlü olmayı gerektirir.

*Din ticaretinin kârı, bu dünyada kalır; ama zararı öteki dünyada ödetilir.

*Sen elini uzat, bir tutan elbet bulunur.

*Düşlerindeki sevgiliyle gerçekteki birbirinden farklı mı? En iyisi sen, gene yat ve düş görmeye devam et!

*Emaneti namusunu korur gibi korumalısın.

*Ahmaklarla dalaşırsan, sen de onların safında yer almış olursun.

*Gül, dalında güzeldir. Dalından koparılan güle ben gül demem…

( Oruç Baba’dan Aforizmalar-44 başlıklı yazı Ömer Faruk tarafından 11.03.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu