BULGARİSTAN ANILARIM.
İstanbul'dan çıktık yola, geldik Ruseye,
Özlem dolu bir hasret, sığmaz 55 seneye.
Kısmetse yine gitmek isteriz, Slivopole'ye,
Bu topraklar değer, elbette uğraş vermeye.
Ben 1942 yılında, Niğbolu-Debova köyünde doğdum,
Allah'ın yardımıyla, sekiz yaşımda Türkiye'li oldum.
Elli beş yıl hep doğduğum yerin, özlemini duydum,
İkibin altı eylül ayında, bu muradıma nail oldum.
Eşim Ziştov-Vardim'de, 1946 yılında doğmuş,
Doğduğu evin yolu, birazcık dik ve yokuş.
Evin önünde, çok ünlü bir armut ağacı varmış,
Canı armut yemek isteyen, buraya uğrarmış.
Vardim Tuna nehiri boyunda, güzel bir köydür,
Yıllardır yetiştirdiği tatlı karpuzu çok ünlüdür.
Tuna nehiri köyün kıyısından, kıvrılarak süzülür,
İnsan bu güzelim yerlerden, ayrıldığı için üzülür.
Sofya, Plevne, Rusçuk, Şumnu ve Razgrat,
Gez Bulgaristan'ı, gördüklrini dönünce anlat.
Burgaz, Varna, Kırcaali, Filibe, Veli Trnova,
Toprağı ziraata elverişlidir, arazisi düz ova.
Havası iyi, suyu çok, oksijeni pek boldur,
Bulgaristan yedi, sekiz saatlik bir yoldur.
Yeşilliği bol, ağaçlarla kaplıdır Deliorman,
Buradan yetişirdi, eskiden pek çok pehlivan.
Şumnu güzel bir şehir olup, kültürün beşiğidir,
Ayakta kalan Tombul Camii, Osmanlı'nın eseridir.
Niğbolu'da Yıldırım Bayazıt'ın kalesi, gururla gezilir,
Plevne'de Osman Paşa müzesi, gezenlere haz verir.
Slivopole'de çok iyi bir dosttur, Berber Ahmet,
Allah ona sağlık versin, işinde görmesin zahmet.
Bulgaristan'ı gezip gördüğüm için, gözüm aydın,
Bu satırları sıralamaya çalışan, Hacı Raif Aydın.
(Emekli Öğretmen).
Not: Üstteki fotoğraf Yıldırım Bayazıt kalesinin yıkılan burcu üstünde çekilmiştir.
Arkada 95 m. aşağıda, Tuna nehiri ve karşısı Romanya'dır. Ruse: Rusçuk demektir.
