” Off şair of… Sen Şiir yazma bana
Zaten yokluğun yeterince ağır
Birde şiirlerini düşürme sineme
… Satırlarında gezdirtme deli deli
Uzun susmalarımdın benim
Sarhoş narası attırtma…
Ah benim eski türküm
Ah ki benim hazin öyküm
Ateşten topladığın kelimelerini
Zamanda kıyamet, ömürde ecel gibi
Yazma! … Sen iyisi mi hiç yazma bana
Her kelime bin bir anlam yüklüyken
Hele bir de yazan sensen
Elimde olmadan özlüyorum desem
Ve belki ölmüyorum özleminden ama
Off şair of… Sen iyisi mi hiç yazma bana… “
Hoppala
Nereden çıktı bu şiir
Ellerim
Sana şiir yazmaktan
Nasır tutmuşken
Beynim
Sen diye, diye uyuşmuşken
Damarlarımda kan yerine
Milyonlarca sen dolaşıyorken
Ben senin için
Nöbetçi Şair olmuşken
Sen çıkmış
Bana şiir yazma diyorsun
Bu dünyada
Bu saatten sonra
Bu olay mümkün mü?
Kalbime
Beynime
Kalemime
Nasıl söz geçirip de
Sana şiir yazmayacağım
Söyler misin şairem
Söyler misin?
“ Bugün benim doğum günüm
Bir zemheri gününde
Yedi şubat elli dokuzda
Kar yolları tıkadığında
Kurtlar ulurken
Yüz haneli bir dağ köyünde
Saat yirmi iki kırk beşte
Ben sana
Şiir yazmak için doğmuşum “
Şimdi ben bu şiiri
Boşuna mı yazdım sana
Yalancı şairler gibi
Sanal mı sanıyorsun yazdıklarımı
Kafamdan mı uyduruyorum her şeyi
“Off şair of… Sen iyisi mi hiç yazma bana…
Yazma ki,
Karanlıkta kalmış öksüz bir çocuk gibi
Aramaya çıkmasın seni yüreğim…
Yazma ki isyan çıkmasın benliğimde
Off şair of … Şiirlerini düşürme içimdeki kadehlere
Kahretsin! .. Aklım başımda değil…Git işine! … “
Adını sevgini
Kalbime mıh gibi çaktığım
Sıcak kanlı
Nur yüzlü şairem
Söyle
Nereden çıktı bu Şiir