Gün ışığına hassas hayaller vardır,
İlk yazdan habersiz.
Nemlidir biraz, küf kokar
Sıksan bir avuç pamuk kadar..
Sokak lambalarına sis çöken,
Yağmuru hafif çiseleyen,
Şehirler vardır canavar başlı.
Ve tren istasyonları;
Hep buruk bakar demir raylara
Uğramaz o ince topuklu
kırmızı rujlu kadınlar
Oturmazlar artık boştur
Kucağında ki tahta banklara .
Tam istasyonun yanında,
Sıralı akasya ağaçları.
Dönmüşler başka yöne,
Birbirinden habersizler sanki.
Kimbilir kaç çığlıktan,
Değişti parke taşların şekli.
Belkide solgun kırmızısı,
Biten aşkların rengi.
İlk damla yaşın dudak kenarıdır yeri,
İşte bu yüzden.
Gitmekle kalmak arasındadır,
Güvercinlerin kanat sesleri.
Bildik gelir insana her şey,
Alışılmış sıradan.
Gidenler gelmesede her zaman.
Ümide sıkıca bağlar kendini,
İntaharı sevmez yaşam..
Hikayeler yazılır,
Siyah zemine kara kalem.
Hikayeler kazılır,
Duvarlarda kanayan,
Küskünlüğü bu yüzdendir,
Korkar akasyalar vebal almaktan..
"Ümit SEYHAN"
(
Akasyalar Ve İstasyon başlıklı yazı
Ümit Seyhan tarafından
12.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.