Şamdan
Kapkaranlık gecenin göz gözü görmez vakti,
Tâze bir mum yakarak koydu gönül şamdanıma.
En güzel nûru gözüm sanki o gün seyretti,
Ne lütuftur ki ışık vurdu bütün zindanıma...
...
Uyandım ah tepetaklak ve sonra söndü o mum.
Bu gördüğüm ne fecî manzaraydı, kâbustu!
İnan ki ben senelerdir şiirle ağlıyorum,
Medet, medet! Yine gönlüm kahırla kan kustu!
Ömür boyunca kederden vezinler ağlattım.
Derin çukurlara düştüm, bir ip salın ne olur...
Gönül hazînemi ıssız diyâra fırlattım,
Ne yanda kaldı o yer, söyleyin ne yanda huzur?
Siz ah bu derdi alevlendiren zehir geceler,
Bitip gidin... Beni bir lahzacık rahat bırakın...
Bu nâzenin kula kâfî değil mi bunca keder?
Bağışla cürmümü Yâ Rab, bu halde koyma sakın!
Kanatlanır, dibe vurdukça insanoğlu göğe,
Gönül, müsâde senin şimdi son defâ dibe vur!
Sen ey kılıç gibi keskin bıçak, dayan kemiğe!
Zaman semâlara uçmak zamânı, Rabbim uçur!
Vezin:
(ilk kıt’a) fe(fâ)ilâtün feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)
(Diğer kıt’alar) Vezin: mefâilün feilâtün mefâiün feilün (fa’lün)
(
Şamdan başlıklı yazı
aruzperver tarafından
20.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.