Bazen sürükler duygularımız bizi daha önce hiç görmediğimiz hatta varlığını bile bilmediğimiz uzak diyarlara doğru.Tıpkı bir nehirin çakıl taşlarını sürüklediği gibi.

  Nedir yüreğimizi böylesine coşturan ve böylesine çıkmazlara sokan?Sevgiye duyduğumuz açlık mı? Yoksa sadece huzur aradığımız bir şefkatli kucak mı?Bazen sessiz çığlıklar kopar içimizde kimselere duyuramadığımız.Halbuki haykırabilsek dağlar bile dayanamaz belki yürek sesimize.Bin Ah!!! çekerizde yine de diyemeyiz derdimizi kimselere.Biliriz çünkü ne kadar anlatmaya çalışsak da anlatamayacağımızı ya da herkesin anlamak istediği kadar anlayacağını.Öğrenilmiş çaresizliktir bizimkisi.

  Bir anda küçülüverir her şey gözümüzde.Bir tek derdimiz büyüktür daralan gönümüze.Her gün ölüyorum der de yüreğimiz yine de inadına yaşar bedenimiz.Görünüşte bizi diri sansalarda ölüyüzdür aslında mezarda olmasak da. 

  Dönüp duruyormuş dünya kimin umurunda.Ruhumuz bedenimize,bedenimiz ruhumuza yük şu saatten sonra. Oysa ömür dediğin bir göz kırpması kadar kısa;hayat harcamayacak ve harcatmayacak kadar değerli aslında…


SİBEL LİSAN

( Münzevi Hayatlar başlıklı yazı Gül güzeli tarafından 28.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu