ayın on beşiydi galiba
şubat soğuğuydu; yalnızdık deliler sokağında.
kavuşmak istese de utanıyordu üşüyen ellerimiz.
kuru bir hatır sorduktan sonra
titremeye başlamıştı, ayrılık dileyen dudakların
en güzek sığınak dediğin sevda
yalancı mecburiyetlere feda edilebilecek kadar
basitmiş meğer!
sonra, neden bilmem
birkaç damla yaş düştü
esiri olduğum kahverengi gözlerinden
sevda
yaşattığın beşinci mevsiminde titrerken
sen
mutluluğu ümit edemezdin
yirmi yaşında bir çocuğu ağlatmak gibi
kolay değildir ayrılık
güneşi tutmaz ellerin, gün görmez gözlerin
avutmaz, avutamaz, ne ana ne baba
ne de dost bildiklerin
nafiledir
yalnızlığa kahretmek
ne giden gün gelir, ne giden gelir.  
                                   2009
( Beşinci Mevsim Ayrılık başlıklı yazı zamansız tarafından 28.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu