Gün Kurusu


gül isimli bir çocuktur artık, sevgim
dudaklarımdan düşüp
kayıp şehirlerin köhne odalarında ağlayan hıçkırıktır
bir avazı yerde
bir avazı gökte
sökülmezdi tırnaklarımın arasındaki
senden geriye kalanlar
ya şimdi nerede

bilirsin korkardım keremin ateşine basarım diye
yalvarırdım nidası dudağıma yapışmasın
kaç kere körelttim kendi ateşimi
kaç
gece harladı kızıl gök kubbeyi
bu cayır cayır yakan da ne
içimde salalar senin için verilirken
boşardı çağlayanlarım
karışmaya korkardı
denizlerin içine
sen boğulacaksın diye





Nuh’un gemisi bir yanım
bir yanım yalnızlık şimdi
ayrılık doğururken karanlığı
sırrını bozardı tozlu nefesinde
imdi kırık bir aynanın yüzüne
gülümseme


gri öyküler saçılıyor şimdi heybemden
güneşin koynundan günahları savurarak
o günden sonra
sarı dökmedi bir daha sonbaharda yapraklar
yeşili unuttu mevsimler
soyundu ağaçlar üzerimden


bir sus tutuklandı ellerimin kaçağına
bugün son söz
bir daha sakar bir düşün
topal sevdasında kavurmayacağım kendimi
ama yakacağım
ciğerleri çöplük kedilerine yem olan kadınları
bir kurşunun ucunu sıvazlayacağım belki
ya da avuçlarıma gün kurusu yağmurlar olacak
alıp giderken seni!..

( Gün Kurusu başlıklı yazı lemide tarafından 7.05.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu