Hislerim varlığınla boğuldu,
Son darbeyi gidişin vurdu
Ve karanlığın hakim,yokluğun daim oldu
Düşleri masum bu şehirde.
Şimdi sensizlik;
Susuz bir yaz gibi kurutuyor benliğimi,
Kurumuş yaprak gibi dökülüyor umutlarım.
Batan her güneş,
Yakan her ateş,
Adını kamçılıyor yüreğime.
Esmerliğin sinmiş odama
Ve geceyle merhaba diyor,
El uzatıyor o umarsız azap.
Selam ey dertler sandalı,
Selam sahte bir gönül masalı,
Yokluğunun yıkıcı semti
Bu batasıca şehir...
Bense kanlı bir meskeninde,
Yalan ömrü tüketmekte.
Evet;kanlı diyorum.
Çünkü:
Yüreğimde çengelli efkarım,
Çek babam çek diyor
Çektikçe içim kanıyor.
Ortasına düştü hatıralarım
Ve ben şimdi;
Anar ağlarım,kanar ağlarım.
Eskiden anlamı vardı,sendi
Nazarımda şendi bu şehir.
Gözlerinle aydınlık,parlardı
Artık sönmüş tüm ışıkları.
İçi geçmiş,neşesi kaçmış
Gülüşünden eser yok.
Yıkılası bu şehir...
Gittin...
Toprağında boşluğun,uçurum kaldı.
Düşlerimde gözlerin
İlk sıcaklığında,
Her yerinde izlerin
Bedenim dağılmışlığında
Ve birkaç boş şişe
Bense sarhoşluğunda.
Aldığım her nefes oldu zehir,
Sensiz viran,harabe bu şehir...
Karanlığın sis bulutları kaplamış,
Bütün sokakları,caddeleri.
Sigaramın boğuk dumanı,
Sinmiş ciğerimin odalarına.
Gönlümse can cekişiyor,
Yanmış bir izmarit tadında.
Ve sabah ezanının yankıları
Dört bir yanda.
Güneş doğar birazdan,
Doğar ama;görür müyüm?
Bilmiyorum...
Bu sabaha sensiz, varır mıyım?
Bilmiyorum...
Hayalimdeki resim bu değildi.
Gidişinle kör etti beni
Kör olası bu şehir.
Ancak silemedi ismini
Adı batasıca bu şehir...