*-Bazen ölen bir insanı modern tıp imkanlarını kullanarak doktorlar diriltebilir, ama ölen bir aşkı dirilten asla olamaz.

*-Dünyayı güzelleştiren aşk mı?

*-Gam gönlün ateşidir, mutluluk ise suyu.

*-Ben sana âşık olmasaydım; sen, sen olamazdın!

*- Gamlı gönüller en çok mutluluğa özlem duyanlardır.

*-Her âşık, yaşadığı aşkın “son aşkı” olduğunu düşünür. Bazen son’lara da “son” ekleyeceğimiz nedense aklımıza bile gelmez.

*-Her aşk en büyüktür.  İnanmazsanız âşıklara sorunuz!

*-Her yerde aşk! Köşe başlarında, televizyonlarda, şarkılarda, kırlarda, evlerde… her yerde;  kısacası işportaya düşmüş bir aşk; ama ne yazık ki gerçek alıcısı yok.  Aşk da düzene uymuş, piyasa kuralları geçerli. Yani arz-talep meselesi.

*-Âşık mısın? Ben bütün hastalara, biçarelere saygı duyarım!

*-Şüphe ve ihanet; aşk ile karşılaşmamak için kaçıyorlar, lakin nereye kadar?

*-Âşık olduğumda ne kadar aptalmışım! Ne kadar aptalca konuşuyorum değil mi?

*-Yalnızlık aşkın nedenidir; ama tek nedeni değildir.

*-Düşlerindeki sevgiliyle, gerçekteki birbirinden farklı mı? En iyisi sen, gene yat ve düş görmeye devam et!

*-Âşık, aşkın açtığı yarasının kapanmasını hiç istemez. Çünkü aşk yarası, onun kalbinde ölünceye kadar taşıyacağı madalyasıdır.

*-Âşığın namusu mu; namuslunun aşkı mı?

*-Mecnun olmasaydı, Leyla’nın esamisi bile okunmazdı.

*-Âşıkları yargılamayacak kaç kişi var şu dünyada?

*-Dilleriyle anlaşamayıp da gözleri ile anlaşan insanlar gördüm, ama gözleriyle anlaşamayıp da dilleriyle anlaşanlara hiç rastlamadım.

*-Âşıkların konuştuğu dili sadece âşıklar anlar.

*-“Bizimki geçek aşktır.”, ”Gerçek aşk şöyledir”, ”Yok gerçek aşk böyledir.” Allah aşkına bu aşk denilen şeyin bir de sahtesi mi var da gerçeğine bu kadar çok vurgu yapılıyor?

*-İnsan ömrü biter, ama karşılıksız aşklar kolay kolay bitmezler.

*-Aşk bazı insanlarda bir şeylerden kaçış olarak başlar; ama gene aynı kişilerde kaçılan şeye dönüş ile biter.

*-Aşk cesarettir, aşk çılgınlıktır; çoğu zaman da aşk, yeniden varoluş umuduyla bir tükeniştir.

*-Aşk dağın zirvesindeki kar gibidir. Karı zirveden alıp aşağıya indirirsen erir; aşkı zirveden indirirsen biter, ölür.

*-Aşk deniz gibidir. Bazen oldukça sakindir, bazen hafif dalgalıdır, bazen ise gemileri batıracak kadar şiddetlidir.

*-Aşk denizinde boğulmaya gönüllü, o kadar çok insan var ki!

*-Aşk; efendiyi de köleyi de, zengini de fakiri de eşit kılar. Çünkü onlar sadece âşıktırlar.

*-Aşk motorunun yakıtı çabadır, emektir. Yakıt kalitesiz ya da az ise, motor tekler; bitince ise stop eder.

*-Aşk varsa çirkinlik yoktur, kötülük yoktur ve bazen de mantık yoktur.

*-Aşk yarasını geçirecek ilaç henüz bulunamadı; ama iyi para getireceği düşüncesiyle çok sayıda uyanık tarafından araştırılıyor.

*-Aşk, aklı aciz bıraktı!

*-Aşk, çok basittir, öğrenmesi kolaydır, diploma filan da gerektirmez. İşte o yüzdendir ki herkes tarafından bilinir.

*-Aşk, en az bir asır sürerdi eskiden, şimdi ise o güzelim aşkı dakikalara indirdiler.

*-Aşk, en kaba insanları bile yontabilen bir araçtır.

*-Aşk, gelmeden önce kalbimizin kapısını çalıp bizden izin istemez. Ansızın geliverir ve ansızın da gidiverir.

*-Aşk, kalbe sevgi pompalayan bir emme-basma tulumbadır.

*-Aşk, kendisinin dışındaki etkinliklere izin vermeyen bir despottur.

*-Aşk, ya acı verir ya da zevk. Ne verirse versin gene de âşık, aşktan kolay kolay vaz geçmez.

*-Aşk, yoğun bir sis gibidir. Birçok şeyi görmeyi engeller. Zaten o şeyleri görmeye başladığında da aşk bitti demektir.

*-Aşkı algılayacak, yaşayacak ve yaşatacak büyük bir ruh gerek.

*-Aşkı ayrılık güçlendirir, ama ayrılığı bitirme gücü veren de aşktır.

*-Aşkı bana anlatmakla vakit geçirme; git ve yaşa!

*-Aşkı başlatan ya sözdür, ya gözdür, ya tendir, ya da dildir.

*-Aşkı bir kere kirletti isen, boşuna onu temizlemek için uğraşma.

*-Aşkı karşılıksız kalan birinin sızlanması: Kötü bir kalp ve ona inanan zavallı bir kalbin beyhude çırpınışı…

*-Aşkı, bir kere yaralayabilirsin ve bu yaralama da onu mutlaka ölüme götürür.

*-Aşkın aşısı gene aşkın kendisidir.

*-Aşkın ateşinin yaktığı âşık, onu söndürmenin yollarını aramaz.

*-Aşkın dili şifrelidir ve bu dili anlayabilen de sadece iki kişidir.

*-Aşkın güzelleştirmediği bir tane bile insan bulamazsınız.

*-Aşkın ışığında boğulmaya gönüllü, o kadar çok insan var ki…

*-Aşkın kapısı iki tanedir. Birisi hem giriş hem de çıkış içindir; diğerinde ise sadece çıkış vardır.

*-Gül dikeninden şikayet etmiyor da, sen niye sevdiğinden şikayetçisin?

*-Aşkın kesinlikle iyileştiren ilâcı, başka bir aşktır.

* -İnsanlar ya beyinleri ile, ya da yürekleri ile severler; ikisi ile birlikte sevenler, o kadar az ki…

*-Aşkın mezarı olmaz, çünkü aşk ölünce, uçar ve göklerde kaybolur. İstediğin kadar bekle veya ara; asla geri dönmeyecektir.

*-İçin yanmıyorsa, gözlerin her ayrıntıyı görüyor ve kulakların her sesi duyuyorsa, sen âşık değilsin arkadaş;  boşuna kendini kandırma!

*-İşte gene güneş batıyor. Sıradan bir şey; ama gün batımına bir de âşık gözüyle bak!

*-Aşkın sarayı betonsuz ve demirsizdir; ama diğer saraylardan daha uzun süre ayakta kalabilir.

*-Aşkın yarası olmaz, çünkü aşk yaralamaz; aşk, kişiliğin maske takmış bir suretini öldürür. Kişi başka bir maske takarak, yeni bir kişilik yaratır ve yaşamına devam eder…

*-Kuşku,  aşk bombasının pimidir.

*-Aşkına söz geçiremiyor musun? O zaman koy ver gitsin gideceği yere kadar.

*-Yeter ki iste, aşk hemencecik karşına çıkıverir.

*-Aşkını saklamaya çalışan insan iki kere aptaldır.  Çünkü zaten aşk, kişiyi aptallaştırır; aptallığı sakladım zannetmek de diğer bir aptallıktır.

*-Son bulan her aşk, sevgi bahçesine dikilen yeni bir mezar taşıdır.

*-Aşkını taşa kazımayana ben, âşık demem.

*-Konuşuyor, ağlıyor, çırpınıyor, aranıyor… Sakın âşık olmasın?

*-Gül, diken ve koku; eskiden bir aradaydı, şimdi gülün kokusunu aldılar dikenini bıraktılar.

*-Sakin bir gönüle giren aşk, orada en şiddetli fırtınalar yaratır.

*-Aşkın resmini çizebilir misin?  Hayır mı?  Öyleyse sen kesin âşık değilsin.

*-Gül’ü artık sevmiyorum, zaten o da bana dikenini batırıyor.

*-Aşkların büyük/küçük diye derecelendirilmesine karşı çıkıyorum. Yok böyle bir şey! Aşk, aşktır.

*-Herkesin gönlünü açıp girmesini istemiyorsan kapı değil, anahtar ol.

*-Aşktan şikâyet eden aşkı bilmeyendir.

*-Her girdiğin gönül, sana bir mutluluk denizi armağan eder.

*-Hakkında kütüphaneler dolusu kitap yazılmış ama gene de ne olduğu anlaşılamamış olan şey nedir? Cevap: Aşk… Ne olduğu bilinemeyeceği bilindiği halde, ne olduğu hakkında kütüphaneler dolusu kitap yazılacak olan şey nedir? Cevap: Aşk…

*-Gönlü yüksek insanların çeşmesinden doldur testini.

*-Gönlünün sadakasını verdin mi?  Vermediysen, hemen sana kötülüğü dokunanları, ihanet edenleri, düşman olanları affet.

*-Özlem olmasaydı, vuslat olur muydu?

*-Gönül kapını açık tut,  gelmek için hazır bekleyen o kadar çok güzel insan var ki…

*-Yaptığın her gönül, cennete çıkan merdivenin bir basamağıdır.

*-Gönül neden sever? Gönül sebepsiz sever.  Gönül nasıl sever?  Gönül dolu dolu sever? Gönül neyi sever?  Gönül sevilmeye değer bulduğunu sever.

*-Neden hep âşık aşağıda, aşk da zirvededir. Tersi mümkün değil mi?

*-Ah bu şairler, ah bu şairler! Aşk dedin mi, şarap dedin mi hep akla gelirler.

*-Alışkanlık aşkı öldürürmüş; peki aşk alışkanlığı ne yapar?

*-Bana “gamlanma” diyen gamlı gönül; sen önce kendine bak!

*-Beden yorgunluğu, gönül yorgunluğunun yanında nedir ki? Bedeni birkaç dakikada, saatte; ya da günde dinlendirirsin. Ama gönül yorgunluğu bazen yıllarca sürer, bazen de bir ömür boyu.

*-Benimle dilinle değil, yüreğinle konuş; bedeninle değil, gözlerinle seviş.

*-Boşuna inleme, isyan etme! Acı çekmek âşığın alınyazısıdır.

*-Büyük bir aşk, büyük bir sevgi mi istiyorsun?  O zaman büyük acılara katlanabilme gücünün olup olmadığını da iyice düşünmelisin.

                                                     ●   ●   ●    

(Ömer Faruk Hüsmüllü'nün yakında basılacak olan Oruç Baba'dan Aforizmalar isimli kitabından alınmıştır...) 

( Aşk Ve Gönül Üzerine Özlü Sözler başlıklı yazı Ömer Faruk tarafından 16.05.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu