“Yeryüzünün tüm hüzünleri yüzümüzde,
Tende çimlenmiş kuş lekesi hayat…
Çekiştirme ucundan ey yar,
Bakışlarım kanar…”
Bilinmez!
Kar sıcağı sokakların hüznü
Avuç içi kimsesizdir zaman
Hükümran ellerimize ağıt
Kimine dalgadır umut
Kimi köşe bucak arar
Umutsuzluğu…
Bir şairin salkım saçak ölümüdür
Hani o en verimli çağında
Tükenir betim solukları
Kıyısına gizlenmiş martı gibi
Bir simidin ağzına verir kalemi
Peşin sıra ağıtların hükmünde
Yar nefesi koklamayalı
Bilmem kaç yıl oldu
Ve yüreğine dikenden
Teller örerdi yüzüm
Koynunda kıvrılan
Hasır tenlere inat
Kedi uysallığında
Bakışım…
Suskularıma tel gerilmiş
Nefti bir yazgının üstünde
İnat aramak benimkisi
Dolu kaldırımlardan
Toprağa düşmek
Işıksız veranda
Konaksız
Yangınlarım…
“Bakır bir tepside sunulur
Gariban işi hayatlar…”
Daha cafcaflı günlere gebe
Ölüm solukları…”
Tenimde dolduruşu bitti
Yarı çimlenmiş yürek fitili
Ateşle ucundan ateşle/ki
Ucu menzil soluklara
Uçalım…
Gölgen azımsanacak
Saçlarından üryanım
“Eğer varsan gölgende kuş lekesi olmaya razıyım
Çimlenmiş nefesimle…”