HAREZMÎ(…- 840)
Kısaca” Harezmî “ adıyla tanınmış olan âlimin asıl adı: Ebu Abdullah Muhammed bin Musa El-Harezmî’dir. Matematikçi olarak meşhurdur.
Matematik ilmi olmasa diğer bilimsel alanlardaki çalışmaların uğrayacağı bozgunu düşünmek bile insan havsalasını durdurmaya yeterlidir. Öyle ise matematik alanında çalışanların keşifleri oldukça dikkate değer olmalıdır.
İşte bu sahada Türk’ün yüceliğini ilim dünyasına duyuranlardan biri de Matematik âlimi Harezmî’dir. Özbekistan doğumlu olan Harezmî’nin hayatına dair fazla bilgi sahibi değiliz. Eserleri çok yaygın ve etkilidir. En çok ilgi gören eserleri ise, 1-Kitabü’l muhtasar fi’l Cebr ve’l Mukabele
2-Kitabü’l muhtasar fi Hisabü’l Hindi dir.
“ İşte El Harizmi'nin El Cebr ve'l Mukabele kitabı ikinci dereceden denklemlerin çözüm yolunu sistemli olarak işleyen ilk eser niteliğindedir ve 600 yıldan uzun bir süre (15. yüzyıla kadar) el üstünde tutulmasının nedeni de budur.”( http://www.matematikciler.com/matematikciler/harizmi.htm)
Kendi başına anlam taşımayan “0” sayının matematik ilmine girmesi Harezmî’nin çalışmaları ile gerçekleşmiştir. Hiç anlamına gelen sıfırın yokluğu ile karşı karşıya kaldığımızda hiçbir matematik işlemini yapamayacağımız apaçık ortadadır. Bunu Harezmî’ye borçlu olduğumuzu hiç aklımızdan çıkarmamalıyız.
Türk çocuğu atalarını layığı veçhile tanırsa kendine olan güveni ve icatçı kabiliyetinin gelişmesinin önündeki en tehlikeli manevî, ifsat edici engellere fırsat doğmamış olacak, Engeller ortadan kalkmış olacaktır.
Aşağıdaki alıntıdaki ayrıntılar daha çok matematikçilerin anlayacağı dilden olsa da az çok herkesin dikkatini çekecek mahiyettedir. Harezmî sahasında üstatlığının yanı sıra Türk Dünyasının bir âlim mensubu oluşu bizim için çok daha önemlidir. Hep bir ağızdan her şeyin kâşif veya mucidinin yabancılar olduğunun söylenegeldiği bir zamanda bunların gündeme getirilmesi önemsenmeyecek bir keyfiyet olmasa gerek.
” Harizmi bir matematikçi, astronom ve coğrafyacıdır. Belki de o yaşamış olan en büyük matematikçilerden biridir, çünkü gerçekten matematiğin birkaç dalının ve temel kavramlarının kurucusudur. Philip Hitti'nin deyişiyle, o, matematiksel düşünceyi herhangi bir diğer ortaçağ yazarından çok daha geniş ölçüde etkilemiştir. Cebir üzerine eseri, konuyu sadece sistematik bir şekilde başlatmasıyla değil, aynı zamanda onu cebirin babası olarak saptayan lineer (doğrusal) ve iki bilinmeyenli denklemlerin analitik çözümünü verme derecesinde geliştirmesi dolayısıyla da göze çarpmaktadır. Bilinen adıyla 'algebra' kelimesi ünlü kitabı El-Cebir ve'l-Mukabele'den türetilmiştir. Onun aritmetik bilgisi Yunan ve Hint bilgisinin bir sentezini yapmakta ve de onun matematiğe ve bilime kendi esaslı katkılarını içermektedir. Sıfırın kullanımını açıklamasıyla, Araplar tarafından esas önemde olan rakamlar geliştirilmiştir. Benzer şekilde, ondalık sistemi geliştirdi, böylece de tüm sayılar sistemini onun adıyla anılan 'logaritma' ya da 'algoritma'yı geliştirdi. Hint Numaralama Sistemini (bugün genellikle Arap rakamları olarak bilinir) tanıtmasına ilaveten, kesirlerle işlemler dahil, bir çok aritmetik yöntemi uzun uzadıya geliştirmiştir. Numaralama (rakamlar) sisteminin Araplara ve sonra da Avrupa'ya onun Avrupa dillerine yapılan tercümeleri aracılığı ile ilk defa tanıtılması onun eserleri aracılığıyladır. Tanjant fonksiyonlarına dış değerlerinin büyük olasılıkla Maslama tarafından bulunduğu ifade edilen trigonometrik tabloları ayrıntılı olarak geliştirmiştir. Aynı zamanda, tuhaf bölümlerin geometrik sunumunu da mükemmelleştirmiş ve pratik olarak onu farklılaşma kavramına götüren iki hatanın hesabını geliştirmiştir. Aynı zamanda, Memun el-Reşid'in talimatıyla, dünyanın hacmini ve çevresini ölçmeyi amaçlayan derece ölçümlerine de iştirak ettiği aktarılmaktadır. Onun tarafından astronomik tabloların geliştirilmesi, üzerine bir de kitap yazdığı astronomi bilimine önemli bir katkıdır. Harizmi'nin coğrafyaya katkısı da dikkate değerdir. Coğrafyada sadece Batlamyos'un görüşlerini tetkik etmemiş, aynı zamanda, onun dünya haritasında olduğu gibi onları ayrıntılı olarak düzeltmiştir. Onun diğer katkıları saatler, güneş saatleri ve usturlaplar ile ilgili özgün eserlerini içermektedir.” http://www.atominsan.com/musa_el.htm”
“Onun astronomi ile ilgili tabloları da Avrupa dillerine ve daha sonra da Çince'ye çevrilmiştir. Kitabü's-Sureti'l-Arz başlıklı atlası da haritalarıyla birlikte tercüme edilmiştir. Buna ilaveten, Yahudî takvimi üzerine, İstihrac Tarih'ül-Yahud isimli bir kitap ve usturlap üzerine iki kitap yazmıştır. Aynı zamanda Kitabü'l-Tarih'i ve güneş saatleri üzerine olan kitabı Kitabü'r-Ruhame'i de yazmıştır, fakat bunların her ikisi de kaybolmuştur.” (http://www.atominsan.com/musa_el.htm)
“El Harizmi matematiğin yanı sıra astronomi ve coğrafya ilimlerinde de eserler vermiştir. Astronomik cetvellerle ilgili kitaplar yazmış ve bu eserler 12. y.y. da Latince' ye çevrilmiştir. Bunun yanı sıra Ptolemy'nin coğrafya kitabını düzeltmelerle yeniden yazmış, 70 tane bilim adamıyla birlikte çalışarak 830 yılında bir dünya haritası çizmiştir. Dünyanın çevresini ve hacmini hesaplama çalışmalarında yer almıştır. Güneş saatleri, usturlaplar ve saatler üzerine yazılmış eserleri de vardır.”
Kaynak: http://www.matematikciler.com/matematikciler/harizmi.htm
Dünya haritasını ilk kez Pirî Reis’in çizdiğini bildiğimizi ancak 1465 doğumlu olan Pirî Reisten 3 asır önce yaşamış olan İdrisî’nin haritasından da bahsettiğimizi hatırlarsak hatta Pirî Reisten 52 yıl önce Akdeniz Haritası çizen Mürsiyeli İbrahim’in varlığından da bahsetmiş idik.
Şimdi ise bir Türk olarak heyecanla Harezmî’nin 9.asrın ikinci çeyreğine başlarken dünya haritası çizmiş olduğunu bilmekten nasıl gurur duymayız. Bunun ölçüsüz bir duygu olduğunu anlatmaya bile gerek yoktur.
Doğrusu bu satırları kaleme alırken ben de şaşırmıyor değilim. İdrisî’nin haritasının Piri Reis’ten üç asır önce olduğunu bilmekten çok hoşlanmıştım. Harezmî’nin 830 yılında çizdiği haritanın varlığı karşısında nasıl hoşlanmalıyım. Bu daha başka bir duygu. İnanınız abartı ile söylemiyorum.
Bu ilim enginliğinden mahrum kalışımıza ne kadar hayıflansak azdır.Bilimsel çalışmalara yeni ufuklar açacaklara ne mutlu…