Kalemim zifiri, sayfam katran oldu sanki
Dakikalar sonra dönüştürebildim aydınlığa birini
Yazsam, dosta doğru sitemler
Yazmasam, içime işler
Sonunda koştu mısralarıma
Yine hayal kırıklıkları


Bıçağı batırsalar kalbimin orta yerine
Böyle ağrılı olmaz ölümüm
Ama o dost, o öldürür işte!
Hem de bir dikenle
Keser şah damarını
Kıvrandırır, kanatır
Yavaş yavaş koparır hayattan
Sevgiye dair, dostluğa dair
Giyindiğiniz gelinliği
Çıkarttırır üzerinizden
Çırılçıplak kalırsınız aniden


Konduramazsınız yine de
Tek bir kara bulutu üzerine!
Dostun anlatır yangınlarını
İçinde çakan şimşekleri
Sen sormadan anlatır
Bilir çünkü, dinlenileceğinden emindir!
Saatlerce döker yosun tutmuş parçalarını
Kimi zaman kırmızı damlalar akar gözlerinden
Akmasada siz anlarsınız hani
Dostsunuz çünkü!Bilir o da
Sussa faydasız, sökeceksiniz yüreğindeki o sızıyı
Dokunmazsınız bazen yarasına
Bazende dokunursunuz inadına


Güçleri yetmezken
Hiç mecal kalmamışken
Derdini anlatmaya
Bir çırpıda çözersiniz dilindeki bağı
Kimi zaman ağzındaki ıslanmış baklayı
Kimi zaman yüreğindeki yarayı
Söküp alırsınız sevgiyle
Bazen öfkeyle de olabilir
Yada eleştiriyle
Bazende bir ince espriyle
Sevginin her türlüsü kafi bende!


Gün gelir devran döner nitekim
Düşmeye görsün insan
O güçlü sizden eser kalmamıştır
İçinizde biriktirdikleriniz dağ gibi olmuştur
' Dokun yarama dost! '
' Bir bak bana! '
Gör beni, içimi gör
Bir kez gör içimdeki yangını
Sitemimi, sevincimi
İsyanımı, susuşlarımı
Kendimden bile sakladığım zayıflığımı gör
Güçsüzlüğümü,acizliğimi
Çaresizliğimi!
Yorgunluğumu, yalnızlığımı
Herşey bir yana bırak da
 Bendeki sensizliğimi gör!
Zoruma giderken nasıl sana kıyamadığımı
Kendime yetecek bir ben kalmadığını gör
Gör işte be!Anla!
Yalnızım!


Tam ağzımı açıp bir yerden başlamaya çalıştığımda
Bırak elindeki telefonu
Çevir gözlerini bilgisayarından
Yüzüme bak ne olur!
Bak ölüyorum ben
Son demlerimi yaşıyorum
İçimde küçük küçük sıkıntılar değil he
Kocaman kocaman susamışlıklar var!
Yanardağ olmuş acılar var
Lavlar var yaramı yakan
Asitler dolaşıyor damarlarımda
Bir baksan dost!


İsyan mı edeyim illa
İplenmediğimi bile bile
Haykırayım mı acımı, duvara anlatır gibi
Tekmeler mi atayım
Tokatlar mı çarpayım yüzüne
Küfürler mi dökeyim


Yapamıyorum!
Sen anlatıyorsun yine, ince ince
Derin derin dinliyorum yine
Gözüm, kulağım...
Dört açtım kalbimide
Burdayım ben yine!
Ağlayamıyorum bilirsin
Ama omuzum senindir!
Sen ağla yine dök içini,rahatla
Ben gebe kalırım gözyaşlarıma daima!


Ve ben !
 Başın omzumda
Elim saçlarında
Bıyık altından bir gülücük atarım hayata!
Paylaştıkça çoğalırdı ya sevgiler
Yalan mıydı bu da ?
Kanım çekilmiş
Yaram kabuk bağlamış
Üzerine duvarlar örülü
Koşarım mısralarıma
Yüreğim meskendir acılara!

( Özge )


Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın...
"Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında;
"Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı...
Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin.
Kucaklamalı seni güvenli kolları,
...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı...
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.
Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...
Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...

Can YÜCEL


( Bak Bana Dost başlıklı yazı ösqee tarafından 30.05.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu