Âşıklarım
şaşırmış, felaket yığar meydan,
Yazın başlangıcında
ağıt zerk eder harman,
Ne yaptın hocam
böyle, yetim kaldı Mihriban,
Yok artık
dilimizde ne neşe ne de bir tat,
Lambalar
titremiyor, alevler söndü üstat!
Katranlara boyandı
sözümüzdeki ballar,
Şimdi hüzün
yazıyor, hüzün yazmayan kollar,
Bülbüller
göçüp gitti, öksüz kalıyor dallar,
Yok artık
dilimizde ne neşe ne de bir tat,
Lambalar
titremiyor, alevler söndü üstat!
Âlemin
bahçeleri hızlıca talan oldu,
Özün gitti
gideli güfteler ziyan oldu,
Şimdi
neyleyeyim ben, sevdalar yalan oldu,
Yok artık
dilimizde ne neşe ne de bir tat,
Lambalar
titremiyor, alevler söndü üstat!
Maksadın hikmetini
sensiz nasıl çözeriz?
Aşkların
aşklarını artık nasıl dizeriz?
Yüreklerden
kasveti şimdi nasıl süzeriz?
Yok artık
dilimizde ne neşe ne de bir tat,
Lambalar
titremiyor, alevler söndü üstat!
Pervane koşmasını
arzuyla yazamıyor,
Çoğalan
heveslerle güllere sızamıyor,
Seher umut
yığsa da, kâbusu bozamıyor,
Yok artık
dilimizde ne neşe ne de bir tat,
Lambalar
titremiyor, alevler söndü üstat!