Çoğu kez birçok hadisenin etkisinden kendimizi kurtaramayarak, mutsuz olduğumuz zehabına kapılırız.Oysa belki de o anımız pek o kadar kötümser düşünmeyi gerektirecek ciddiliği taşımamaktadır. İşlerimizin kontrolünü elimizden kaçırmak bizi bu yola sürükler. Başta kendimiz olmak üzere birçok kişiyi bu bedbin havaya sürükleriz ister istemez. Bu gibi durumlardan kurtulmak için bir kurtarıcı ararız, halbuki bilmeyiz ki insanın en iyi ve en güçlü kurtarıcısı yine kendisidir. 

Bunu anlamak biraz da tecrübeyi gerektirmektedir, fakat her tecrübenin bize neye mal olduğunu düşündünüz mü? Şüphesiz ki tecrübeler insana çok şey kazandırır, hayat uğraşında onu güçlü kılar; fakat bunun yanı sıra birçok şeyi de beraberinde götürür. O yüzden biz, karşılaştığımız çeşitli tehlikeli, üzücü durumlar karşısında, olayların üstüne çıkarak, onların gerçek olduğunu kabul ederek en uygun çözüm yolunu aramalıyız. Unutmayalım ki kaybettiğimiz her an hayatımızın güzel bir parçasıdır, mutluluğumuzun yiten ve bir daha geri dönmeyecek olan bir kısmıdır. 

İnsanlar dünyaya geldikleri zaman her türlü ıstırabı peşinen kabul etmiş demektirler. Uğraşılarını yaparken, hedeflerini belirlerken mümkün olduğu kadar az üzülmeyi ve mümkün olduğu kadar çok mesut anlar geçirmeyi kendilerine gaye edinmelidirler. Arkalarına dönüp baktıkları zaman bu güzel yaşamdan hala bıkamadıklarını hissetmelidirler. Arzumuz yeniden birkaç defa daha doğup yaşamak olmalıdır. Tüm güzellikleri içinde saklayan evrende bir eşi daha bulunmayan bu şirin dünyadaki yaşantıya doyulur mu? Hatıralarımızı sakladığımız, saadetimizi içtiğimiz,ruhumuzu sonsuzluklarında sarhoşçasına dolaştırdığımız bu dünyanın değerini bilmemiz gerekmez mi? 

Hani şarkıların dalga dalga yayıldığı bir deniz,rüyaların renklendiği bir bahar , nefeslerin birleştiği bir çiçek vardı. Hafif hissederdik onların kucağında kendimizi, sevgiyle örerdik tüm anlarımızı. Bir ılıklık yayılırdı benliğimize, her şey çok güzel görünürdü gözümüze,affediciydik, yağmur bulutları kadar sırılsıklamdık sevgimizden. Bir kaya parçası bile ne kadar etkileyici gelirdi bize; ya çiçek açmış bir ilkbahar dalı , nice hislerle doldururdu ruhumuzu. Bacasından dumanlar çıkan okyanuslara açılmak üzere limandan demir alan vapurun arkasından el sallayan yine biz değil miydik? 
Her şeyin haram olduğu söylenir bu dünyada ,oysa tanrı kullarına öylesine helal etmiş ki nimetlerini...Mukaddes kılmış yaşamayı ve yaşatmasını bilenleri....... 
( Biraz Da İyimserlik! başlıklı yazı Ömer Faruk tarafından 15.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu