Hüzün dolu öykünle,yürekleri yandırdın.
Küçük yaşta evlenmek,neyineydi gül Ayşe’m
O körpecik sırtına hayat yükü bindirdin
Dayanamam ben sana gözyaşını sil Ayşe’m
Daha küçük yaşında para ile satıldın.
Ne olduğun bilmeden sen kimlere katıldın.
Görünmeyen göllerin diplerine atıldın.
Ballı ekmek dürümler artık sana yal Ayşe’m
Hayır etmez babana haram başlık parası.
Garip anan üzülür deşer gönül yarası.
Töreye lanet okur gün geçse de arası.
Can dediğin o adam artık sana el Ayşe’m
İçerin kan ağlarken,davul zurna oyunlar,
Vermediler söz hakkı büküldü hep boyunlar.
Peşin sıra geldiler,sürüdeki koyunlar.
Yeter artık çektiğin intikamın al Ayşe’m.
Bir tatlı söz duymadın,canım diyen erinden,
Umutların yok oldu,yürek inler derinden.
Artık hüzün eksilmez,dertli olan serinden.
Bu yapılan haksızlık,bizler için zül Ayşeşe’m.
Reva mıydı bu sana,ihtiyara verdiler.
Doldu cepler altınla zenginliğe erdiler.
Senin naif gönlünü,topraklara serdiler.
Bir kefenle gidilir,bunu böyle bil Ayşe’m.
Ülkü Ahıska