Azmış şaşkın firavun,ne dediği bilmedi
Esir oldu nefsine,bilmez görmez haddini?
Nice elçiler geldi,hiç imana gelmedi
Esir oldu nefsine,bilmez görmez haddini?
Rabbim emir eyledi,yenik düşme hatana
İmansız baş kaldırdı,Musa gibi Sultan'a
İlahlık ilan etti,şirk koştu Yaratana
Esir oldu nefsine,bilmez görmez haddini?
O masum bebekleri,acımadan keserdi
Kendine tapmayana,zulüm ceza ederdi
Musa ile Harun'a,hep düşmanlık güderdi
Esir oldu nefsine,bilmez görmez haddini?
Nefsi yetmezmiş gibi,Şeytan'a ahbap oldu
Kâfir kendini güya,dünyaya hakim kıldı
İblis'i sevindir di,O'na kadehler aldı
Esir oldu nefsine,bilmez görmez haddini?
Son anda Allah birdir,Musa peygâmber dedi
Ama son pişmanlığı,O'na fayda vermedi
Hayatı ziyan oldu, muradına ermedi
Esir oldu nefsine,bilmez görmez haddini?
İmandan mahrum kaldı,denizi aşamadı
Azgın dalgalar yuttu,karaya koşamadı
Musa ve Harun gibi,cenneti yaşamadı
Esir oldu nefsine,bilmez görmez haddini?
Fatma Alageyik
Bu şiirin hikayesi:
Bizde bugün seni cansız beninle denizden yüksek bir yere atacağız ki! arkandan geleceklere bir ibret olsun,(yunus süresi ayet 92) ALLAH (c.c) Resulu Hz. Musa'nın zamanında ilahlık iddasında bulunan Firavun'un ölümünden 3 bin sene geçmesine rağmen ALLAH (c.c) , cesedini ibret olması için çürütmemiştir, Firavunun cansız bedeni, Süveyş kanalı açılırken denizin kenarında küçük bir tepecikte bulunmuş ve Londra'ya getirilmiştir.