Koşuyor bir tren,

sıcaktan patlamış vagonlarıyla

uçsuz bucaksız, engin ovaların bağrında;

koşuyor hiç bitmeyen bir yolun

yolcusu olduğunu bile bile…

 

Gidiyor bir çocuk,

trenle yaşadığı ilk yolculuğun mutluğu yüzünde,

ellerinde ovanın yemyeşil ağaçları,

gözlerinde güneşin sarı sıcağı;

çıkarmış kasketini camdan dışarı

gökten kopup gelen mavilikleri yakalıyor…

 

Seviyor bir yürek,

kaybettiği sevdasını koyun otlatan çobanlara soruyor,

uçan kuşlara pencereden el sallıyor,

bir yaprak alıyor hatırası kalsın diye;

yakıyor bir cigara, yeni açtığı Bafra cigarasından,

çekiyor bütün nefesleri vagona dolan rüzgar hırsızı…

 

Gülüyor bir bebek,

annesinin ak bereketini belli ki eğlence görüyor,

emdikçe gülüyor, güldükçe emiyor;

arada bir dalıyor uykuya annesinden gelen rehavetle

sonra uyanıyor aniden

dillendiremediği kelimelerini

avazıyla konuşturuyor penceren akıp giden telefon direklerine…

 

Kızıyor bir surat,

elinde yasal kalemi,

başında devletlü kasketiyle

bilet kesiyor.

Sanırsın ki haşmetli padişah

ferman yazıyor…

 

Ovalardan akıp gelen

yıllanmış demir yığını

işte böylece hayatlar taşıyor.

Kim bilir o hayatlarla birlikte

neler yaşıyor…

( Vagondaki Hayatlar başlıklı yazı fatihüstünay tarafından 20.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu