Tezgâh tarumar
oldu, gazellerim perişan;
Asrın
karanlığından kurtar beni ey Baki!
Ben gülümü
isterim, istemem şöhret ve şan;
Asrın
karanlığından kurtar beni ey Baki!
Davut gibi
salınmaz şehrime nur sedalar,
Mersiyeler çoğaldı,
kararıyor sevdalar,
Matem faslında
mıyız, nedir böyle vedalar?
Asrın
karanlığından kurtar beni ey Baki!
Esmer manzara
çizer ressamların elleri,
Devamlı hüzün
döker canlarımın dilleri,
Artık bugün
esmiyor bad-ı saba yelleri,
Asrın
karanlığından kurtar beni ey Baki!
Mesneviler
yazarken oldum Mecnun’dan beter,
Leylaların verdiği
sevdasızlıklar yeter!
Sayfama
dökülüyor irin yüklü kanlı ter,
Asrın
karanlığından kurtar beni ey Baki!
Şirinlerin
gönlüne umut sağmıyor Ferhat,
Çiziliyor
kalplere loşlukla yüklü bin hat,
Yaralı hislerimde
kurdur artık saltanat,
Asrın
karanlığından kurtar beni ey Baki!
Pervane dergâhında
yine dönsün hevesle,
Sükûttan
boğulmuşum, şimdi beni nefesle,
Anlatayım
aşkları Davut gibi nur sesle,
Asrın
karanlığından kurtar beni ey Baki!