Seninle
Teknolojinin ırzına geçmediği
Cep telefonunun çekmediği
İnternetin uğramadığı
Bakir bir dağ köyünde
Ahşap bir evde
Yeşillik içerisinde
Yirmi birinci yüz yılda
Aşkın destanını yazacaktık
Ihlamur, çam,meşe,kayın
Ağaçlarının altında
Bulutların üstüne çıkacak
Güneşi tutacak
Ay’ı fethedecek
Yıldızlarda dolaşacaktık
Kendi mahsulümüz
Kiraz toplayacaktık
Bostan çapalayacaktık
Bazen kara kaçana binecektik
Bazen sarı kızı sağacaktık
Amma olmadı
Boğazın renkli ışıklarını
Etilerin millilerini
Nişantaşı zillilerini
Yumuşakları
Stresi
Karmaşayı
Kısacası
Mavi gözlü İstanbul’unu
Terk edemedin
Teknoloji sevdan
Çağdaşlık denilen illet
Aşkımızı tuş etti
Bu köylü adamın
Hormonsuz
Yüzde yüz
Saf doğal sevgisi
Şiirleri
İçtenliği
Sıcaklığı
Demek ki senin için
Hiçbir şeymiş
Gidiyorum İstanbullum
Plazalar
Gökdelenler
Cam kafesler
AVM leri sana bırakarak
Ait olduğum yere
Bakir dağlara gidiyorum
Hem de bu sefer
Bir daha dönmemek üzere
Ebediyen
Haberin olsun
(25.06.2012)