Sivas'ta Umut Etmek/2 Temmuzda
/Binip yürek rüzgârlarının sırtına karanfiller ekeceklerdi
güneşin susuzluğuna
Şah adına, Pir adına ve suretinde Tanrıyı buldukları insan adına
Hak Muhammet Ali aşkına/
En çokta onlar umut etmişlerdi.
Devlet gelecekti polisiyle, askeriyle kurtaracaklardı, salyalarına kin, nefret karışmış katil sürüsünün elinden onları.
Biliyorlardı!
Büyüktü devlet!
Her yere yetişirdi eli kolu koymazdı onları darda.
Umut ederek beklediler zamanın duman yüklü karanlığında uzunca...
Polis gelmedi.
Asker gelmedi.
Devlet gelmedi…
Sardı alevler bedenlerini kalleşçe ve 37 insan yandı canlı canlı nice
medeniyetlerin beşiği Anadolu’nun ortasında…
O gün Sivas’ın saçaklarını terk etmişti göğün hâkimi.
Ve şehrin Tanrısızlığında Tanrı rolüne soyunmuştu karma bir yozluğun kan
içicileri.
Onlar ki;
Kara bir günde kararan tenlerine kara elbiselerini giydiler.
Ve onlar için Madımak; öfke, kin, nefret’ti.
Tanrı rolüne soyunup
Tanrılaştıkları bir yerdi…
Ötekilerse yalnızca, şiirler okuyup, türküler söyleyeceklerdi. Bilemediler ki!
Misafirdiler... Anadolu’nun çocuklarıydı onlar
Anadolu geleneğini tanımışlardı bilmişlerdi.
Misafir baş tacıydı Anadolu da o yüzden korkmadan gittiler oraya.
Yandılar, yandık…
2 -Temmuz 1993 de yaşanan Madımak katliamını
Unutmadık
Unutturmayacağız
O gün yaşananlar insanlık namusunun bir yüzkarasıdır
Mazlumların yandığı yürek acımız her andığımızda beynimizde neden sorularıyla tükendiğimiz insanlığın kırılma noktasıdır…
YAŞASIN!
Alevi/Sünni kardeşliğinde
Ülkemizin bölünmez bütünlüğü
Kahrolsun katiller…
Taylan KOÇ