Nasıl bir düş ağrısı anlatamam
çektirsem mi
şimdilerde kalpsiz bir fotografa
en az acıyı
acıdan anlamayan bir hatıra verebilir belki
*
eğer tenezzül edersen
içimdeki sen koleksiyonunu görmeye
ve görecek olursan bir gün
şaşırma hiç
bir parçası eksik hala
yaralı bir gecenin sırrından
*
buram buram kesik karanfil kokuyorsun
ihanetin saydamı olmaz
belli ki ondan kanıyor bahçen
peki kapındaki o tabela ne :
"renkli masalcılar giremez!"
*
yaprak ağacın aklında
harf sayfanın
dudak tenin
İmza : Bir Lades
*
bazı vedalar infazdır
vadesi dolmamış mavilerin idam edildiği
*
üzgünüm
yanımda size verecek hiç tutkum kalmamış
sahi
ruhunuzun ayrılık birimi neydi
ben teninizin yabancısıyım da
*
Göğsüne kazıyorum, unutma diye :
"bulut yorgunluğu..."
*
Gökkuşağını rehin almışlar
ve bir tek beyazdan fidye istemişler
*
Bir gecede üst üste bir kutu kanayan cümle içip
sabaha kendini hüzün bağımlısı olarak bulmak
gökle yer arasında sıkışmış bir tedavisizlik
*
düşündüklerimden gelen bir soluk hava dalgası
yer yer paslı ayna yağıyor
soyu sopu belli olmayan içki masalarından
onca iğfal nasıl geri dönüşüme uğruyor
hatıralar çöplüğünde
söylemiyoruz ama
en çok biz istiyoruz belki de
unuta-bilmek için
unuta unuta bilmek için...
Oktay Coşar