Büyük puntolarla dokunmuş renksiz rüya küpürleri
Gecemin keskin yerleriyle kesip odama çiviliyorum
Tepeden tırnağa kadar ne varsa işte aralarda
Susadığım-tomurcuklandığım-korktuğum zamanlar
Yine bir ziyaret telaşı rumuzlar mezarlığını
Bir hatırlasam isimlerini
Yarım kalmayacak dualarım ama
Aklım hep cam kızda
Cam kız en görkemli duam sana
Dikenlerin arasında o mezarlıkta
Bir sözcük öyle abanıyor ki benliğime
Öyle abanıyor ki hiçliğime
Sanki aynanın biri karartacakmış gibi yaşadıklarımı
Tam demlendi diyorum içimdeki aylar
İşte tam nü durumuna geçti diyorum dinlendirilmiş acılarım
Hayallerimin en şekerli yerinde
Tam şerbeti akacakken damağımın paslı tarafına
Yine o çalar saat göğsümün tam ortasında
Zırrr zırrrr zırrrr zırrrrrrr
- Hala
kayıtta mıyız?
- Evet…
Yüz bin cümlelik bir çığ düşüyor anlağıma
“aksi seda” kalbinden çıktı değil mi ?
Bir bahçe heykeli gibi yatarken sen, tertemiz
Misler gibi her gün misler gibi, misler gibi
Tertemiz her gün, tertemiz her gün, tertemiz,
Sadece ellerin ve harfler tek duvarının içinde
Senin hiç kanatlara ihtiyacın yoktu ki
Senin saçma sapan imgelere de ihtiyacın yoktu
Senin ucube şiirlere de ihtiyacın yoktu
Senin üzülmeye de ihtiyacın yoktu
Senin gülümsemeye ihtiyacın vardı
Ne kötü ki
Gülünce de canın acıyordu
güldürme derdin
güldürme
-Kayıtta mıyız?
-…
Bu sana ikinci şiirim
Mahsenimde geçirdiğim umarsızlığımın kaçıncı yılı saymadım
Biliyorsun insanlar cesaretsizliklerinden sayamazlar
Çünkü her saydıklarında
Biraz daha fazla yüzleşirler
Dibi tutmuş gamsızlıklarıyla
Ben düşsem
Sen düş tanrıçasıydın
Kalbinin bir çarpmasıyla her yeri süsleyebilecek
Ruhunda tonlarca aşkı taşıyabilecek
Beni affet
Benden habersiz uçtuğun için
İpini kendi koparan bir uçurtma gibi
Ne tuhaf
İp hala elimde
İp uzuyor göğe doğru
Uçurtma yok lakin
Eninde sonunda göreceğim ama…
Oktay Coşar
* Rahmetli Hilal Lüle’nin anısına yazılmıştır.