1 İsviçre Seyehati (2)



Bu arada, Bakan kızı olmak beş dakika olsada çok hoşuma gitti, ne yalan söyleyeyim:))
Tatilim heyecanlı başlamıştı ama sonunda huzurlu ve güzel oldu bizim delikanlıda kimbilir nerelere gitmişti, hatırlayınca gülüyordum.
İsviçre’nin tamamını gezemedim ama gördüğüm yerler harikaydı,
Şehir planlanması kusursuz denebilir doğayı korumuşlar trafik düzenli.
Dahası bayıldım keşke benim yurdumda böyle düzenlense ki yurdumun, güzelliği dünyanın hiç bir yerinde yok.
Bir hafta dolaşarak geçti yalnız sıkılmadım desem yalan, çünkü etrafta kimsecikler yok sokaklar tenha tek tük yaşlılar vede bahçelerin önünde köpekler var, herkes işte çocuklar okullarında bebeler kreşte.
Kurulmuş saat gibi her şey ve herkes saat beşten sonra sokağa çıkıyor ve ondan sonra hareket var dışarıda.

On gün sonra rahmetli teyzeme sıkıldığımı ve gitmek istediğimi söyledim üzüldü, bir fikir attı ortaya,
“Patronumla konuşayım boş makinelerde kendin için bir şeyler dikersin istermisin”
Moda evinde baş terziydi teyzem sevindim ve kabul ettim, tam o sırada kapı çaldı kuzenim açtı kapıyı biriyle konuştu eniştemi çağırdı merakla kim diye bakıyordum, derken kapıdan bizim delikanlı girmezmi tabi ben şoktayım.

“Yol arkadaşın seni ziyarete gelmiş kızım” yanaklarıma ateş bastı nasıl bulmuştu beni şaşkınlıktan dilim tutuldu.
Anladı halimden delikanlı başladı anlatmaya, sözde bir çantam onda kalmış hava alanı görevlisine ona nasıl ulaştırırım demiş kaldığım adresi öyle öğrenmiş.
Eniştemde “Onu neden görmek istediniz, ziyaret amacınız ne ” dedi bense lal olmuş şaşkın bir halde oturuyorum.
“Özür hilerim lakin ben kızınız çok sevdim, bir haftadır aklımdan çıkaramıyorum izin verirseniz onu daha yakından tanımak dahası onunla evlenmek istiyorum”
Bomba düştü sanki evin içine, ben ufaldım iyice bizimkiler şaşkın bakıyor yüzüme, aman Allahım rüyamı görüyorum ne.
Teyzem dönüp demezmi bana ne düşünüyorsun diye, kalktım mutfağa kaçtım peşimden geldi, “Biz anne ve babana ne deriz kızım bilmiyorum şaşırdım, senin gönlün varmı onda.”
"Ah teyzem iki üç saat gördüm ne gölüm olsun, gönderin onu istemiyorum " dedim güç bela.
İçeri geçtik ikramlarda bulunduktan sonra teyzem konuşmaya başladı, “Seni tanıdığımıza memnun olduk evlat mert birisin, lakin kız benim yeğenim ve ben buna izin veremem..eğer çok istersen onu Türkiyedede bulursun ve aileni gönderip onun ailesine sorarsınız..kusura bakma evladım benim söyleyebileceğim bu kadar.”

Zavallı delikanlı hep yüzüme bakıyor, bir şeyler söyleyeyim diye adeta yalvarıyor. Sonunda izin isteyip kalktı kapıya kadar ben geçirdim, tam çıkarken kendisine teşekkür ettim ve “Benim bir sevdiğim var üzgünüm” dedim.
Yüzüme acı acı bakıp “Aslında ben üzgünüm, sizi ebediyen kaybettiğim için ve sizi zor bir durumda bıraktığım için çok üzgünüm.” Dedi ve arkasına bakmadan yürüyüp gitti.

İçeri döndüğümde rahmetli eniştem kıs kıs gülüyor birden “Kızım ben sana peşine bir kıvırçık takıp gelme dememişmiydim? sen dinlemeyip kıvırcık birini takıp peşine getirdin..
( benim saçlarım kıvırcık, o nedenle eniştem kıvırcık derdi:)”
Evin içinde bir kahkaha sormayın gitsin bense buruldum biraz, öyleya sevmiş ve cesurca karşımıza çıkmış takdir ettim o genci, umarım gönlüne göre birini bulup
mutlu olmuştur.
Üç aylık tatilimde çok şeyler yaşadım ama bu kadarı yeter sanırım, belki ileride bir gün yazarım devamanı kim bilir.



Canan Onuş_2007_İst.
( İsviçre Seyehati (2) başlıklı yazı Canan D Onuş tarafından 6.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.