/Öyle bir an ki hayat kimsesiz ve sahipsiz
Çirkinlikler baş tacı güzellikler nasipsiz/
Ruh var olmadan önce, biz bizden bihaberdik
Yokolmuşluğa inat varoluşlar çoğaldı
Kâr ve zarar hesabı tutulmazken ekberdik
Varolmadan insanlık her şey nasıl doğaldı
Şimdi her yer karanlık, yollar bulutlu sisli
Çıkılmıyor içinden, derin ve dar, kavisli
İhtimallerden uzak güzelliğe hapisli
Satılmadan insanlık her şey nasıl reeldi
Kurda kuşa yem olduk başıboşluğumuzdan
Hayır nerde, şer nerde, susar hoşluğumuzdan
Hidayetsizliğimiz vurur boşluğumuzdan
Zül olmadan insanlık her şey nasıl özeldi
Köy, kasaba, kent diye, yaşıyorken iç içe
Şimdi her yanımızdan, kırptılar biçe biçe
Yoksa satılır mıydık, göz göre göre, hiçe
Hırs olmadan insanlık, her şey nasıl adildi
Dahası var, ağası, hırlısı var, hırsızı
Anası var, danası, denlisi var, densizi
Daha daha, sor nesi, yollusu var, yolsuzu
Yok olmadan insanlık her şey nasıl güzeldi
/Öyle bir an ki hayat seni ipe dizdirir
Ecel kapın çalmadan hayatından bezdirir/