Bir baharın daha solmasına izin verecek kadar cesur değil
yüreğim… Ne aciz kelimedir vazgeçiş. Ben bilmem anlamını, bilmek de istemem.
İnsan vazgeçer mi hiç? Hele de sevgisinden. Yazık olmaz mı o sevişlere hiç
yoktan gülüşlere en azından geçen zamana… Ortada sevgi varken nerde görülmüş
pes etmek? Kim yapmış bunu. Ben o değilim sevgilim, benden vazgeçmemi
beklersen, beklersin öyle işte… Hem seviyorken vazgeçmesi kolay mıdır bu kadar,
sadece sana soruyorum. Cevap vermeyeceksin biliyorum yine de soruyorum sana…
Sevgilim ben bu kadar güçlü değilim ki bana suskunlukları armağan ediyorsun.
Senden gelen hiçbir acıya dayanamam ben. İnan sözlerinden daha çok canımı
yakıyor suskunluğun. Ne demek diye düşünüyorum bazen. Birde kendi verdiğim
cevaplara ağlıyorum, ağlanacak bir şey yok haklısın. Hani gözler söz dinlemez
biliyorsun değil mi? Yoksa ağlamayı istediğimden falan değil yani. Yalnız değilim
aslında merak etme. Dört duvar eşlik eder insana ağlarken onlarda
gidecekler yürüyebilseler. Gözyaşları duruyor ama insanın içinde ki hüzün bir
dakika bile bitmek bilmiyor.
Sen sessiz bir şarkı gibi. Üç nokta gibisin sevgilim belli
belirsiz ama öylesine anlamlı. Benimsin zannediyorum hala, belki benimsindir de
bilmiyorum. Ama sen hep aşkımsın benim ucu yanık sevdalarımın başkahramanı. En
içten gülüşlerimin nedeni de sensin yanışlarımında. Ve kelimeleri küsmüş bir
şiir gibi hayat şimdi. Sensizliği tadıyor her harf yutkunamıyor hiç biri. Ben
dayanamam bilirsin onlarda dayanamıyor. Sonra şiir yazmak geçiyor içimden sana…
Gözlerimin kızarıklığı arasında en güzel sözcükleri senin için çıkarıp çekmek. Sana
olan sevgimi dökmek istiyorum kâğıtlara, kâğıtlar yanıyor aşkım. Benim sende
kalmış çaresiz yüreğim nasıl yanmasın. Ve sönmüyor ateşi, yanışlar yok oluşlar en
çok da kendimden… Ama her ne olursa olsun durmak yakışır mı hiç? Çabalamak bir
şeyler için, en çok da sevgim için ama benim çabamdan değil yolun sonu gelmedi
daha. Yoksa beni bilirsin diyeceğim de bilmezsin beni sen. Seni üzdüğüm için
kendimden nefret edişlerimi… En çok kendimi parçalayışlarımı, ağlayışlarımı,
yüreğimi yakışlarımı. Ama ben derim ya “Işık gibi olmalı yürekler, gerektiğinde
yanmayı bilmeli diye.” Söndürmeyi bilsene sevgilim… Ama yanarak yok olsa da
yüreğim senin ellerinde yok olsun. Kül olsam da yine senin olsam. Tarif
edemediğim bir aşktan tarif edemediğim bir acı yaşıyorum şimdi. Ne yapacağımı
bilmesem de ne yapmayacağımı biliyorum. Kıyamet kopsa senden vazgeçmeyeceğim… Ve
hayal değil sana olan sevgim, dünya… İkimize cennet olacak bir dünya… Kalbin
bir tek benim kalbime yakışıyor hem. Başkalarıyla böyle güzel değilsin sevgilim…
Yazarın
Sonraki Yazısı