Ben 13 Nisan tarihinde katıldım insanlığın arasına.14 sene oldu hayata gözlerimi açalı ve 14 sene önce bir ailem oldu. Bütün hayatlarını bana adayan bir ailem. 14 senede her şeyi yaşayıp öğrendiğimi söyleyemem ama mutlaka bir şeyleri öğreniyor insan.
Neler mi öğreniyor Allahı, Anayı, Babayı, kardeşi , aileyi, saygıyı, sevgiyi, dersleri, sınavları, dostluğu, yalanı, ihaneti, ÖZLEMİ, merhameti,vicdanı ,daha doğrusu yaşama dair paylaşacağımız göreceğimiz ve karşılaşacağımız bir çok şeyi öğrendim başlık olarak,daha da önümde çok fazla yol varmış gibi görünüyor yaşayacağım çok şey,tanıyacağım insanlar var bel ki de.Ama ömür yongası nerede son bulur bir Allah biliyor.
Çevremdeki nerdeyse çoğu insan olumsuz bir olay olduğunda suçu asla kabul etmeyip o esnada orada olan veya olmayan bir başkasının üzerine atmayı normal saymaktadırlar. Suçlu kendileri olduğu halde başkalarını suçlamayı tercih ediyorlar, ama gelişen olaylarda bir başarı var ise kahraman kendileri oluveriyorlar bir anda, bu bir döngü sanırım ve böyle işliyor.Ara sıra bende suçluyorum seni,sırf kendimi savunmak için.
Sürekli hayatı suçlayanlar hayata hep karamsar bakanlardır. Ne yüzlerinde bir tebessüm vardır ne de neşe kaynağı sanki yüzlerine bir yalan maskesi takmışlar hayata nazire yapmaktadırlar. Ve yine seni suçluyorlar hayat bütün yaşananların tek suçlusu sensin diye , nerdeyse hep seni.Peki gerçekten bu kadar üzgün olmalarının sebebi sen misin? hayat. Yoksa kendileri mi?
Yılları, kaderi, hayat’ı suçluyor herkes, neden acaba? suçlanmaktan korktukları için mi? veya yalnızca söylendiği gibi ağız alışkanlığı mı? bence insanlar özüne bakmalı hayata bakış açılarına kendinden başlamalı ve göğüslemeli yaşadıklarını değil mi ki insan acılarıyla ve sevinçleriyle insan.İnsan olmanın erdemi hatalarını kabul etmekten geçmiyor mu zaten.Babam hep öyle derdi , düşünüyorum da ne kadarda haklıymış babam.Haydi şimdi hayata bir tebessüm çizmek için gülen yüzünüzü gösterin dünyaya göreceksiniz ki hayat sizi böyle daha çok sevecek.
Yazarın
Önceki Yazısı