Bilmem çocukluğumu hatırlayanınız var mı içinizde. Tertemiz bir Anadolu'nun yeşillerle dolu bir bahçesinde doğurmuş beni anam. Fark etmez gerçi nerede nasıl doğduğum. Zira adımı "Mehmet" koymuş analar. Mehmet, demiş bayrağa sarılı tabutumun başını eliyle sıvazlayan babam. Mehmet'im ben ve tüm Mehmetler gibi memleketimin bir ilinde doğdum.

Çocukken yemyeşil bahçenin en ortasına uzanırdım iki elimi de başıma destek yaparak. Gündüz, masmavi atlasların serildiği gökyüzünü seyreder, gece kendisine bir beden büyük duran zifiri karanlığı izler dururdum. Doyamazdım gökyüzünü, yıldızları, ayı, bin bir parçaya bölünen yıldızın kayışını izlemeye. 

Usulca ninniler söylerdi yanı başımda oturan anam. Sesi titrek çıkardı, ama beni uyutmayı da başarırdı. "Dandini dandini dastana" derken sesini perde perde kısardı ve devam ederdi. "Danalar girmiş bostana." O zaman bilmezdim bostana giren danaların ne olduğunu. Çocukluk işte. Nereden bileyim, Kırmızı başlıklı kızı selamlayan kurdun niyetinin onu yemek olduğunu ve dananın bostana girişini tarlayı viraneye döndürmekten gayrısı olmadığını. Bilmezdim ve dinler dururdum. Hatta "Kov bostancı danayı" dediği vakit ufak bir tebessüm alırdı tüm benliğimi. İleri de bostancı olduğumu umursamadan.

Büyüdük. Serpildikçe serpildik. İlkokul derken lise çağlarımız başladı. Bizim mahallede düz bir liseye gittim. Yalan değil kafam basmazdı fiziğe de kimyaya da matematiğe de. O gün, sınıfın en arka sırasında oturduğumda gri kat kat eteğiyle, pejmürde bir yeleğiyle dikkatimi çekti birisi. Ayşe'ymiş adı. Ben ona baktım, o bana. Günler günleri kovaladı, geceler birbiri arkası gelirken gün öncekine nazaran daha da güldü bana.

"Merhaba" dedi uzun zamandır baktığım kız bana, "Ben Ayşe." Bilemezdi ki o gün bana "Merhaba" dediği gün ömür boyu yalnız kalacağını. Mamafih bende bilemezdim ki Mehmet'in dul eşi olarak anılacağını onun. Kader yazmış bir kere, ne baş kaldırabilirsin, ne de isyan edebilirsin. Varsa nasibimde ölmek veririm başımı vatan yolunda, varsa nasibinde dul olmak ağlamadan başı dik durmak yaraşır ona. 

Annemin masallarındaki bostancı evlenmişti eninde sonunda. Kızıl başlıklı kız kurtla tanışmadan evlendi yolda gördüğü o çocukla. Hemde sonunu bilmeden evlenmişti garip oğlan. 

Askerlik yaşı gelip çattı. Fakir çocuğuydum. Bedelliye verecek param yoktu. Bedelliye lüzumda yoktu zira. Ben gitmesem o gitmese kim gidecekti askere? Kim koruyacaktı vatanı? Biz bu vatanın ekmeğini yedik, gerekirse bedelini canımızla öderdik. Gönlüm razı olmadı buna, olamazdı da. Arkamda yetim mi kalacak? Arkada Ayşe mi kalacak? 

"Vatan sağ olsun" zira gerisi beyhude.

"Selametle git ve gel" dedi babam, "Aklım sende" dedi anam, "Dikkat et kendine sevdiğim" dedi Ayşe. Bu umutlarla yürüdüm kaderimin çizdiği yola. Böyle adım attım her bir alın yazıma. Her bir noktaya.

Bu gün Ağustos'un beşi. Sıradan bir beş değil bu gün. Sekiz kişinin de şehadete yürüdüğü bir beş. Önceden "Mehmet" olanların şimdi "Mehmetçik" olduğu beş. Ansızın kör kurşunlarla yürüyenlerin, bağrı sevgiyle tutuşmuş, yüreği ana hasretiyle dağlanmış olanların beşi. Bu gün, arkasındaki Ayşelere, Fatmalara bakmayıp, dağda ne idüğü belirsizlerin peşine düşenlerin günü. Bu gün danaları kovalayan bostancıların, "Yemesin lahanayı" sözüne muhatap olup gerisinde insanlar bırakanların günü.

Şimdi anaların sesini duyar gibiyim: "Yeter, artık oğullarımız da sağ olsun."

Korkma şehidim! Mermi oruç bozmaz, zira seni iftara bekliyor Resulullah!
( 8 Şehidiniz Var başlıklı yazı Galip Argun tarafından 5.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu