Bon Jovi, AC DC, Boney M, Abba vs dinlediğim ve aklımın elli karış havalarda olduğu dönemlerdeyim, sene 1977, Ferda diye bir manitam var, bu kavramı hiç sevmem ama o tarihte öööle derdik işte, havalı gelirdi, daha aday adayıyız ben ona yazıldım da ondan henüz tık yok. Bir gün hadi sinemaya gidelim dedim ve hiç ummuyordum işin doğrusu ama kabul etti. Ulen ara tara adam gibi bi film yok, zati Kütahya’dayız, bir mi iki mi ne sineması var, gittik Ferdi’nin banal ( ! ) bir filmine istemeye istemeye, arabesk felan neymiş o günlerde, sıradanlık göstergesi. Anasını satayım bi şekilde organize ettik derken zırt ablası Şeyda da maydonoz oldu. Ulen dedim gideyim şu dimyata, baktım iyi kötü de olsa evde var biraz pirinç, onu da araklatmayak babından vazcayıp girdik sinemaya.
Yürürken aklımdan geçiriyorum
oturma pozisyonlarını, öyle doğal bir şekilde çaktırmadan organize
edebilmeliyim ki Ferda’nın elini tutabileyim. Seçeneklerin en ürkütücüsü Şeyda’nın
ortamıza oturması ama böyle kazmalık yapmaz herıld diye düşündüm, ben ortaya
konumlansam acaip bir durum, o da olmaz, Ferda’yı ortaya almam lazım doğal
olaraktan. Erkekiz ya önden yol gösteriyoz, bi de koltukların arasından
ilerlerken önden yol açıyorum oturanlara fırlattığpım bakışlarla “ çek lan
dizini ayı görmüyon mu olum arkadan aile geliyo, çakarım ha, çek lan dizini .. ,
vücut dilimle de salına salına bir horoz yürüyüşündeyim.
Aha da mıçtık dedim
üçlü koltuğun başında bir kazma oturuyo haliyle bana da orası yakışıyo, hiiiç
Şeydayı filan salladığım yok, pis bücür maymun keşke önden o yürüse de o
koltuğa denk gelseydi, üçlünün diğer baş tarafının tam önünde de maşallah sulak
yerde yetişmiş deve boyunca bir hatun oturuyo, yani her halikarda Şeyda ortaya
oturacak filmi rahat izleyebilmek için. Ferda küçüktü ama boyu ablasından
epeyce uzundu.
Neysem filmin ilk yarısını izledik, ulen ne çoook küfür
bilirmişim hepsi geldi tek tek aklıma en derinlerimden fırtıp fırtıp. Ara oldu
gidip gazoz filan alacam, ya burası süperdi kendimi acaip takdir ettim valla,
zora düşünce adamın kafası ne çalışıyo ya, tabii Rabbimin yardımıyla. Baktım ki
o NBA kılıklı hatunla sapı da yanında arada sigara filan içiyorlar, kafamdan bi
milyon tane senaryo geçti ve gittim konuştum, ya böyle böyle böyle diye anlattım,
siz yer değişseniz de ben de bilader ayıp oluyo geç yerine filan yapayım dedim,
belki on kere anlattım neyse sonunda ikna ettim ama adam da karizmayı çizdirmek
istemiyo, bana bişey deme geçer ben oraya otururum gerisine karışmam dedi,
tamam dedim. Şeyda ya Ferda ile yer değiştirmek zorunda kalacaktı ya da benle.
Abi plan süper tuttu.
Amaaniiiiin amaniiiiiin, ölecem yaaaa. Offfff,
aaayyyyyhhhhh. Bi heyecan bi heyecan. Sol el ile gazoz içmenin zararlarına dair
bir hikaye uydurmaya çalışıyordum ki Ferda’nın gazozu bitti, yaaaa olmaaaz
yaaa, vallahi olmaz billahi olmazzzz…. Kolların kavuşturdu göğsünün üzerine,
bir eli öbür koltuk altında diğer eli diğer koltuk altında kaldı. Ben de yaptım
aynısını, bir iki omuz tıkladım, bir iki de diz, yahu ayakkabım ayakkabısına
değince bile içim bi hoş oluyo da onda olan biten hakkında bi malumatım yok.
Hazar koltuklarda rahatsız ya bende yerleşemedim bir türlü.
Deeeeeerrrkkeeeen parmaklarımla kendi
koltuk altımdan başladım mehterana, dokunuyom çekiliyom dokunuyom çekiliyom.
Baktım olmayacak en iyisi taarruz deyip Allahhh Allaahhh nidalarıyla salıverdim
elimi, arada ayıp yerlere de dokunacaktı ki yakaladım avuçlarından ve
parmaklarından.
Ölüyoooooooooooooooooommmm vallahi ölüüüüyooooommmmmmmmmm.
Ya
bu kadar mı olur ? İpek mi, pamuk şeker mi, bilemedim, parmak boğumları, serçe
parmağı, işaret parmağı, baş parmağı başladılar öpüşüp koklaşmaya, kırk yıllık
hasret sevgililer gibi. Anlatmam ya, ben hiç hayatımda onca mutlu olmadım.
Ve film bitti, bizim filmimiz başladı, son sahneye takıldı gözüm Canan perver uçurumun tepesinde Ferdiiiii Ferdiiiii diyerek bıraktı kendini, ışıklar yandı.
Tüm önyargımı yıktım müziğin her türüne dair o gün bugündür fırsat buldukça dinlerim Ferdi Tayfur’u ve hep yaşarım Ferda’yı, eşim de bilir, böylesine bir güzellik nasıl saklanır ki….
TO BE CONTINUED
Saygılarımla,
çağatay