Çıktım İstanbul’un sokaklarına

Düşürdüğün gölgeleri topluyor elim
Sen uyuyorsun benden habersiz
Ben gözlerinle savaşıyorum

Eyüp Sultan'da biraz üşüyorum
Boğaz’da sallanıyor iplerim
Özledikçe serpiliyor
Özledikçe açıyorsun renk renk
Bir balığın oltasına düşüyorum

Köy çocukları saklanıyor kuytularıma
Arıyorum saklambaçta kendimi
Bir türlü bulamıyorum
Sonra aklımda darağacı görüyorum

Sen çağırıyorsun, ben yürüyorum

Belki bir ölünün başucundasın
Bir ölünün soğukluğuyla ürperiyorsun
Ölen her şey gibi sevimsizim ben
Saçlarım dağınık yüzüm kül rengi
Tabutumun başında seninle bekliyorum
Küçülüyor bir bebeğin bedeni kadar
Merhametine emekliyorum

Her şey yokluğunun kabahati
Karanlıkta cesetler dolaşıyor
İstanbul kefenlemiş mevta
Son bir kez daha hatırlıyor
Münker ve Nekir arıyorum
Köpük köpük kabarıyor hayat
Hayattan yokluğunu koparıyorum

Kah Eyyüb'ün yaralarıyla
Kah Yakub'un gözyaşlarıyla konuşuyor
Bazen de Yusuf diyen bir kuyu oluyorum
Toplanıyor bütün lanetler kuyuda
Neden kendimi kuyulara atamıyorum
Kuyunun da maşuku Yusuf'tu
Anlatamıyorum

Çıktım İstanbul’un sokaklarına
Düşürdüğün gölgeleri arıyor elim
Elim bin kez dikenlere batıyor
Kanıyor gözbebeğinden vuslat
Hasret yiyor iştiyak içiyor
Doyamıyorum
Ne olur göm beni merhametine
Yerine kimseyi koyamıyorum

 



( Göm Beni Merhametine başlıklı yazı poet19 tarafından 8.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu