Hakikat yurdunda
bülbül söyleşir,
Çağlayan
leblerde sümbül söyleşir.
Rintlerim
yığmaz yeisler, nur verir;
Aşkı yükler, câna
sonsuz kor verir.
Çağlayan dermânı
yükler, köşk derer;
Ravzalar hicrânı
toplar, meşk serer.
Neyde hasret
son bulur, titrer segâh;
Canda kasvet
kaybolur, solmaz sabah.
Kahrı yığdırmaz
kalem, sarsar hece;
Korlu mâtemlerle
tütmez nur gece.
Raks eder
diller, konuşturmaz hüzün;
Müjdeler
vuslat süzer, başlar düğün.
Hicre banmaz
canlarım, nehrim yanar;
Sâkilerden nur
gelir, kalbim kanar.
Sevgisizlik
çağlamaz, çağlar zikir;
Gönle gaflet
bağlamaz, bağlar fikir.
Derbeder
hisler döker gözyaşları,
Kabre
diktirmez siyah kor taşları.
Lâlezarlar
döktürür tekrar heves,
Bağra mevsim
sağdırır, solmaz nefes.
Çözdürür hep
kalbi nurlar böylece,
Şâd olur dil,
şevkle kalkar bilmece.
Rintlerin
köşkünde titrer meltemim,
Aşkı sevdâlarla
toplar son demim.
Derde düşmez
harmanım, çağlar sefam;
Kaygılar bir
son bulur, tütmez cefam.
Mevsimim
sağmaz yeis meclislere,
Dindirir dert,
sancı dökmez hislere.
Ağlaşır hep
muştudan canlar bugün,
Toy kurar yer,
toplamazlar nur düğün.
Dehre isyanlarla
yaklaşmaz seher,
Şahlanır dil, câna
yükler nur zafer.
Ellerim vuslat
yazar, lebler bahar;
Sözlerim
yaklaştırır hep nevbahar.
Aşk süzer bağ,
cevherin reyhan bulur;
Ağlamazsın,
korlu kahrın kaybolur.
İçte hicran,
köşkte hüsranlar biter;
Hep yanarsın,
canda sümbüller tüter.
Ey benim kor
rintlerim, sarsın beni!
Tütmesin kâbuslarım,
kırpın teni!
Yahyalardan
feyzi zerk et şehrime,
Meykedenden
nûru sevk et nehrime.
Korlu gönlüm
şahlanıp dursun hemen,
Cânı örsün
yemyeşil nurdan çimen.
Bağda sen dizdirme
zor şeytanları,
İklimim
bozdurmasın dermanları.
Titresin han,
kalbi örsün güfteler;
Tütmesin dert,
hicri yaksın besteler.
Güllerim
korkuyla bağban yıkmasın,
Bülbülüm
kaygıyla efgan yakmasın.
Örmesin neyler
bugün kor faslını,
Canlarım
yığsın bugün nur faslını.
Dökmesin Pervâne
artık hüzzamı,
Kalbi yarsın,
şevkle kursun bayramı.
( fâ i lâ tün
/ fâ i lâ tün / fâ i lün / )