Sana geldim, sana yine.
Sana baka, baka kıyılarından!
Mavine kıyılardaki yeşiline doya, doya!
Bakmak için geldim..
İşte yeniden karşındayım yine.
Sevinmedin mi yoksa?
Benim koşarak senin hal hatırını sormak için sana geldiğime.
Hiç mi sevinmedin sen?
Senin için karşında hasretle ağlayan gözlerime..
Hiç mi ikimiz!
Beraber çırpınmadık seninle yakamozlu akşamlarında
Yeşil koylarını, kulaç, kulaç gezerken!
Hiç mi beraber kucaklamadık seninle o koyları.
Susuyorsun yorgun insanlar gibi!
Ütülü mavi çarşaf örtülmüş sanki üzerine!
Konuşsan bozulacak sanıyorsun.
Sen neden!
Bakmıyorsun senin için ağlayan gözlerime.
İnsan bir çırpınır bir selam verir,
Çalkalanır bir hal hatır sorar konuşur
Sen mi geldin, eski dost diye..
Vefasız olduğunu bilirdim de senin!
Bu kadar da fazla vefasız olduğunu bilmezdim.
Anladım suskunluğunun sebebini!
Boşa gelmişim seninle geçmişi konuşmaya
Ve senin hal hatırını sormaya,
Ufkunda günün kızıl akşamı kaybolurken
Seninle özlem gidermeye..
Geçmişten bahsedip seninle konuşmaya..
11.Ağustos.2012
A.Yüksel Şanlı er