Memleketimi ‘i dinledim, bu akşam gözlerim kapalı.
Önce çocukluğum geldi aklıma.
Sonra yedi yaşım.
Ve sonra İlkokula başlayışım!
Ağlayışım, ağlayışım!
Okula gitmemek için direnişim geldi aklıma..
Sonra okuldaki,
Amcakızının bana yalvarışları!
Elimdeki çantayı fırlatmam düştü yadıma..
Sonra /bağ bahçelerimiz geldi.
Salkım, salkım kara üzümlerimiz medeşlerimiz geldi.
Ve sincapların ağaçlarda ötüşleri!
Kuşların ötüşleri serçelerin cıvıltıları kargaların bostanlarda sekişleri,
Düştü yadıma..
Elimdeki lastik sapanla o bahçe senin bu bahçe benim bir kez daha dolanıştım
Ağaç, ağaç dolaştım ve ağaçlara tırmandım yeniden.
Sincap yavrularını yakaladığım günleri,
Yaşadım üzgün, üzgün bu akşam.…
Bayramlarını, hatırladım.
Mezarlık taşlarında küçücük ellerimle dua ettiğim
İçimi burktu..
Ve bayramlarda el öperken aldığım o!
Kenarı tırtıklı ortası delik yüz para bayram harçlığım!
Ne çok yiyecekleri aldırdı bana hepsini bir, bir yeniden yaşadım.
Sonra..
Nasıl da koştururduysam arkadaşlarla,
Toprak dam başlarında telden çemberler çevirirken
O günler kendini hatırlattı hayallerim yeniden yaşattı bana..
Hatırladım da o günleri, yüreğimden hep bir şeyler koptu!
Geçmişimden yana...
Ve annem babam geldi aklıma.
Onların zaman, zaman kendi aralarında çekişmeleri kavgaları!
Asla unutamayacağım acılarımı bir daha yaşattı,
Yine de yüreğimi serinletti, çocukluk anılarımın pek çoğu..
Bağlarımızın iniş çıkışlı taşlı yolları!
Yordu bacaklarımı.
Yollardan yankılanan bağ aralarındaki nal sesleri
Ve bağlarda bağlı atların yoldan geçen hayvanlara kişnemeleri
Kulaklarımı çınlattı..
Koyunların kuzularına karışırken melemeleri
İçimi sızlattı ve tüylerimi diken, diken etti!
Bu akşam düşündükçe hatırladıkça bana…
Memleketimi, dinledim…
Bu akşam sahilde, denize bakarken gözlerim kapalı..
Ne güzel geçerdi bizim oraların sonbaharları!
Narları, ayvaları cevizleri!
Ve kurutulmaya terk edilmiş bandırmaları!
Ne güzeldi.
Ne güzel görünürdü, sarı kızıl yapraklı ağaçların arasından onlar!
Başımın büyüklüğündeki iri taneli narlar...
Hele memleketimin derelerindeki sular bir başka akardı.
Eğildim pınara su içtim yeniden yüzlerime suyun içinde baka, baka.
Türkü söyledi dereler ben o derelerin türkülerini dinledim
Dayadım sırtımı bir cevizin ağacına!
Hem dinledim hem dinlendim gölgesinde.
Derelerin çağlayan sularının altlarında,
Buldum kendimi serinledim Ağustos un sıcağında!
Ne güzeldi o günler, ne güzeldi bazısında acılar olsa’ da!
Bizim oralarda eskiden yaşananlar.
Bir başkaydı, bizim oralar.
Kışı ayrı güzel, baharları yazları ayrı güzeldi.
Ne güzel kokardı baharda bahçelerindeki güller nergisler..
Ablalarım gül suyu kurardı şişelere.
Renk, renk şişelerde pırıl,pırıl parlardı gül suları
Ve limonata gibi, içerdik kışları
Ne arardı ki, o zamanlar dükkanlarda,
Şimdiki gibi çeşit, çeşit bu günün satılan kolaları..
A.Yüksel Şanlı er
14 Ağustos 2012